Bu müzeye gitmek uzun süredir aklımda idi. Yıllar var gitmeyi isteyeli ama bir türlü kısmet olmadı Avrupa yakasını mesken etmiş bir aile olarak bize...
Lakin biz artık yakamızı değiştirdik üç ay önce ve Anadolu yakalı olmaya terfi ettik :)
Böylece oyuncak müzesiyle aynı yakayı paylaşır olduk ve hadi dedim eşime gidelim. Kapalı havaları değerlendirmek için müzelerden daha güzel yerler düşünemiyorum çocuklarla birlikte.
Bir de avm ler var maalesef kapalı havalarda zaman geçirilen ama bizim hiç tercih etmediğimiz.
Tercih edildiğinde de çocuklar ve bebekler için üzülüyorum özellikle. Anne baba belki evin çocukların bir ihtiyacını tamamlamak için avm ye gidiyor ya da zaman geçirmek için ama olan çocuklar ve bebeklere oluyor. İnternet alışverişini bu noktada çok yoğun kullanıyoruz. Bebek bezi, giyim kuşam, ev eşyası gibi her ürünün online alışverişi mümkün. Bizim de elbet avm ye gitmemizi gerektiren alışveriş ihtiyacımız oluyor ancak eğer eşimle birlikte karar vermemiz gereken bir alışveriş değilse bu evde eşim ya da ben kalıyoruz (genelde bu eşim oluyor). Diğerimiz(Ben) de hızla alışveriş işimizi halledip dönüyoru. Böylece işimiz hızlıca bitiyor çocuklar olmadığından, çocuklarda babayla/anneyle vakit geçirebiliyorlar.
Gelelim biz oyuncak müzemize...
Maaile çok keyif alacağınız bir mekan burası. Evin beyi de burada kendinden çok şey bulacak evin hanımı da. Yaş olarak ise bence daha çok 50 yaş civarına hitap eden bir müze:) Çünkü müzeyi gezerken özellikle 50 yaş civarı neslin müzede kendilerinden daha çok şey bulduğunu farkettim. Bizim neslimiz(30 yaş civarı) de elbet bir şeyler bulacak ama 50 yaş insanları çok daha fazlasını buluyor. Ne de olsa müzeyi kuran ve oyuncakların büyük çoğunluğunu toplayan şair/yazar Sunay Akın'ın dönemi...
Sunay Akın bu müzeyi ailesine ait olan tarihi konakta 2005 yılında açmış. Müzede şu an 4000'den fazla oyuncak sergileniyor ve artık konakta daha fazla oyuncak sergileyecek alan kalmamış. Bu sebepten müzenin en alt katındaki kafesinde bile oyuncaklar sergileniyor. Bu o kadar keyifli ki. Kahvenizi yudumlarken karşıdan Cin ali size göz kırpıyor...
Ah Cin Ali ne çok severdik seni... İlk okuduğum cümleler senin içinde saklı... Babamın gıcır gıcır eve getirdiği günü hiç unutmuyorum. Beraberinde Bıdık Ali kitabı ile birlikte. Bıdık Ali'yi de çok severdim:)
Çocuklar ise zaten çocuk olduklarından ve burası bir oyuncak müzesi olduğundan her nesne ilgilerini çekecek:) Ancak onlara biraz anlatmanız lazım oyuncakların özelliğini...
Örneğin bu oyuncak kurmalı bir sisteme sahip. Kuruyorsunuz ve başlıyorlar hareket etmeye. O kadar çok çeşitte var ki bu oyuncaklardan. Her meslek mevcut... Çocuklar keşke bu mekanizmanın nasıl çalıştığını görebilseydi, çocuklar şaşırsalar bu işe...
Oyuncaklar yok sadece kalıpları da var bu müzede...
Bu kalıbın ise oyuncakla hiç ilgisi yok ama oyuncak kadar mutlu eden bir şeye ait... Horoz şekerlerinin kalıpları... Deve ve tren şeklinde şekerler de varmış, ben bilmiyordum:)
Yine oyuncak dışında bir örnek.
Bu sırayı hatırlayan var mı? Ben hayal meyal hatırlıyorum, oturdum ben de bu tarz sıralarda sanki...
Çocukluğumdan net hatırladığım şey ise trenlerdi... Memlekete trenle giderdik. Babannemin köy sütünden yaptığı sütlaçla karşılanırdık.
Müzede bir oda tren kompartımanı olarak yapılmış... Herşey vardı o eski yataklı kompartımanlara ait...
İpek ile Can çok sevdiler burayı...
Trencilik oyunu oynadık...
Camdan dışarıyı seyrettik ama karşımızda oyuncaklar vardı yine... Envai çeşit trenler...
İpek minyatür bebekleri camekanda görünce onları almak için epey uğraştı:)
Can'ın favorisi ise Redkit ve Dalton kardeşlerdi... 1950 yapımıymış. Ve kaç kuşağın sevgilisi... Üç nesil sevdi büyüdü Redkit ile...
Müzede oyuncak diyemeyeceğim ancak bir sanat eseri olabilecek minyatür yapıtlar vardı. Almanlar bu işi epey abartmışlar. Bu oyuncakla oynama şansına erişen çocuk var mıdır? Ancak kraliyet ailesinin çocukları olabilir sanırım.
Bu tarz eserler o kadar çoktu ki... Olmayan dükkan çeşidi yoktu. Ben arasından pastacı dükkanını seçtim sizin için:)
Burası da hobi odası. Tahtadan oyuncaklar satılıyor. Alıp boyayabiliyorsunuz oracıkta da...
Müzede yapabileceğiniz tek etkinlik ahşap boyama ile sınırlı değil. Birçok etkinlik düşünülmüş. Tiyatrolar, el becerisi atölyeleri ve daha neler neler...
Müze Göztepe'de olup pazartesi hariç her gün haftaiçi 09:30-18:00 arası haftasonu ise 09:30-19:00 arası açık...
Oyuncak müzesi hakkında daha fazla bilgi için tık tık...
Mesela bu haftasonu hava soğuk yağışlı ve de kapalı. Yani müzeye gitmek için mükemmel bir zamanlama :)
Müzeden çok fazla fotoğraf eklemek istemedim. Gidip kendiniz görün, şaşırın mutlu olun diye...
Müzenin tanıtımında yazılan çok güzel bir cümle ile bitirmek istiyorum müze yazımı...
İstanbul Oyuncak Müzesinin kapısından içeri girerken bir elinizden çocuğunuz, ayrılırken ise diğer elinizden çocukluğunuz tutacak.
12 yorum:
Hep merak ederdim bu müzeyi,daha dogrusu icimdeki cocuk cok merak ederdi:) (benim cocuklarim delikanli oldular artik) bir gün TR'ye gittigimde, Istanbul'a yine yolum düstügünde ugrayabilsem diye. Bu yaziniz cok ilginc oldu benim icin, cok tesekkür ederim. Okurken, resimlere bakarken cok duygulandim.
Hele son cümlede tüylerim diken diken oldu. Cok tesekkür ediyorum size, bu güzel yazi icin.
Cok selamlar
Ayse
Eski semtime çok yakın olsa da oğlumun biraz daha büyümesini bekledim gitmek için.
Dediğin gibi bu haftasonu çok uygun.
gerçekten çok güzel bir yer bence büyükler bayılıyor buraya bende en çok o saray oyuncakların dalmıştım ve sonra bizim plastik bebekleri görüp hüzünlenmiştim yine gidilecek
sibel
hep aklımda ama bitürlü sıra gelmedi görünce bu sefer en kısa zamanda gitmeliyim diyorum hatırlattığınız için teşekkürler..sizi izlemeye aldım banada beklerim sevgiler..
Merhaba Ayşr Hanım
Size bir heyecan heves kaynağı olabildiysem ne mutlu...
İnşallah gelişinizde müzeyi görme fırsatı yakalarsınız. İçinizdeki büyümeyen çocukla birlikte dolaşacaksınız müzeyi...
Merhaba Şirinanne
Umarım gidebilirsiniz bu haftasonu
Çok memnun kalırsınız
Sibel o bizim plastik bebekler beni de çok duygulandırdı. Onlarla büyüdük biz. Ne güzel gezmeyi seviyor ve gerçekleştiriyorsun sen de
Yıllarca benim de aklımdaydı ama kısmet olmamıştı. Anadolu yakasına taşınınca hava da yağışlı kapalı olunca hadi dedim gidelim. Çok da iyi oldu
Yine enfes yerler ve fotoğraflar kaçırmışım :(
Objektifinden çıkan karelerin, insanı alıp başka diyarlara götüren yazılarını özlemişim sevgili Pınar..
Özlemimi giderdim, ruhum doyurdum ;)
Ah Gisi
Senin fotoğraflarınla mest oluyorum ben asıl. Her fotoğrafın sanat eseri gibi
Biz çocuksuz bir aile olarak gitmiştik. Fakat çocukların böyle bir mekandan hoşlanacağından emin değilim doğrusu. Çünkü çocuklar dokunmak, oynamak ister öyle değil mi?
Merhaba yolcu
Bizim çocuklar sıkıntı çıkarmamışlardı:) tren kompartımanında ve atölyede oynadılar. Seyrettiler
Yorum Gönder