31 Ocak 2012

KARDANADAM YAPMANIN AŞKI...

Kar yağınca, her yer bembeyaz olunca benim canım en çok bloğa yazı yazmak ister...
Yazmak, yazı üstüne yazı yazmak, yazamadığım ayların haftaların acısını çıkarmak...


Haftada bir gün süt izni kullanıyor olmama ve bakıcımızın o gün de bize eşlik ediyor olmasına rağmen hiç fırsatım olmadı, zaman bir koşturmaca içinde geçiyor. Az önceki yazımı bile çok önceden hazırladığım halde bloğa yükleyememiştim.
Şeytanın bacağını bir yerden kırmak gerek, paylaşmak, yazmak...
Yazacak çok şey var belki ama kısadan ve kestirmeden gidip hedefe ulaşmak benim niyetim... En son yapılan şeyi ilk yazmak en kolayı belki... İşte karların getirdiği bir aşk...

IMG_1145

Karadanadam yapmanın aşkı...
En son yaptığımız kardanadam geçen sene bu vakitler İsviçre'de bıraktığımız idi... Şimdi ise evimizin karşısında... 1 saat önce yapıldı. Pencereden kafamızı uzatıp uzatıp bakıyoruz ona halen... Yılın ilk kardanadamı... Ve kış böyle giderse daha çok kardanadam yapacağız biz...

IMG_1153

KIŞ GELİNCE...

GRİP

Ne güzel gidiyorduk, ilk altı ay hastalıksız ilaçsız misler gibi geçmişti, gezmenin tozmanın alasını yaptık minik serçemizin ailemize katılmasıyla. O sanki anne karnındaymışçasına devam etti yolculuğuna…
İki çocuklu da ne güzel geziliyormuş dedik. Hiç olmadığı kadar çok gezdik İpek geldikten sonra.

İpek kız 6 aylık oldu ve aşılarımızı olmaya gittik. Aşıyı yapan hemşirenin kızarık burnu, yaşlı gözleri bana eyvah dedirtti. Aşıdan 2 gün sonra gripten sebep Larenjit oldu. Ucuz atlattık ve soğuk su buharı ile tedavi ettik doktorun tavsiyesiyle ilaçsız. O bitti derken abimiz hasta oldu bu kez. Öksürüksüz gecemiz geçmedi. O iyileşti, serçede başladı bu kez boğaz enfeksiyonu. Kan tahlilinde tespit edilen bakteri sebebiyle antibiyotiğimizi aldık gayri itiraz etmeden.
Umarım bu açılış böyle devam etmez. Son 20 gündür ev revir misali… Diyet filan boşmuş, anne için çocuklarının hasta olması yetermiş. Doğum sonrası kalan 5 kg mun 3 ü uçtu gitti bu 20 günde. 2 kg da kalsın yanımda, daha kışın kalan yarısı var ne de olsa…

Böyle hayal etmemiştik biz kışı…Biz bu vakitler karın içinde debelenmenin, kızak kaymanın, kardan adam yapmanın planını yapmıştık. Planlar iptal oldu biz kaldık, babamızı elçi olarak gönderdik mekana sadece…

Ev hapsi bize göre değil. Gelsin bahar biran önce, doğsun güneş, ısıtsın içimizi, çıkalım ormana, yaylaya yine…
Bekle bizi Kaplıca
Bekle bizi Bursa
Bekle bizi Büyükada
Bekle bizi Ankara-Beypazarı
Bekle bizi Baba ocağı
Bekle bizi Trakya
7 gezi planımız var bahar mevsimine
Yaza ise daha çok plan var…
Kamp yapmak bol bol
Menekşe’de, Yedigöller’de, İsviçre’de, Dedetepe’de…
Kısmetimiz olsun hepsi tek tek, es geçmeyelim…
Buraya keyifle aktarılsın gezi notları…
Rast gele…
Şifa yoldaşımız ola…





7 Ocak 2012

6. ay biterken

IMG_0798

Ah ne çok vakit geçti yazmayalı…

Zaman su gibiydi, sele dönüştü sanki, alıp götürüyor. Güzel bir akış neyse ki bu… Taşan, zarar veren türden değil. Kendi sınırlarında akıyor, hızlı ama sakin…

İpek büyüyor, kendi halinde, 6 aylık oldu. Ne çabuk büyüdü ne çabuk 6 aylık oldu diyorlar, bu cümleler bana zamanın hırsızlığını hatırlatıyor. Oysa ki ben hiç büyümesin istiyorum. Bebek tadında saflığında kalsın…

Onu öpmeye çalıştığımızda peşinden yüzünü silmeye çalışmasın.
Öyle kalsın dursun, saf, bihaber…
Onunla konuşmamız en büyük hediye olsun onun için.
TV deki çizgifilm değil benim onunla ilgileniyor oluşum dikkatini çeksin hep böyle…
Ona ruhen de bedenen de en iyi gelen yiyeceği annesinin memesinden gelen süt olsun…
Oturmaya çalışırken bir yana kaykılsın…
Abisini görünce aynı saflıkla heyecanlansın, cıvıldasın...
Dilini çevire çevire baba demeye çalışsın…

Ama bir süreç var önünde tamamlayacağın…
Annenin yapacağı en iyi şey, senin her anının kıymetini bilmek, tadına varmak bebek halinin…
Minik tombik serçem bir mim noktasındayız artık…
6.ay ile birçok ilk girdi hayatına…
Yeni kelimeler, yeni lezzetler, yeni ifadeler…
İyi ki geldin hayatımıza, iyi ki İpek Böcüğümüz oldun, ailemizi tamamladın…
Yarım yaşın kutlu olsun İpek kız…

Seni çok seviyoruz…