28 Kasım 2007
ESRA İÇİN... ELMALI PASTA
26 Kasım 2007
ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Geçen haftanın diğer olayı Can'ın ishal olması idi. 1 gün olup da geçmeyince cuma sabah sağlık ocağına gittim tez elden. Doktor muayene etti ve çok kötü bağırsak enfeksiyonu geçiriyor dedi. Boğazlarına da baktı. 2 tür antibiyotik ve bir de bağırsak florasını tekrar düzene sokan (ölen faydalı bakterilerin yerine yenisinin takviyesi) Reflor verdi. 2 gün uyumadım desem yeridir. Sulu dışkılama sonrası bir de pişik olmuştu çünkü. Sürekli altını değiştirip emziriyorum. Esas kafamı kurcalayan ve beni uykularımda da rahat bırakmayan konu ilaç kullanımı idi. Pediatri portalı sitesini açıp bu konu hakkında sorulan soruları okudum uzun uzun. İlaçlara önce başladım. Sonra ertesi gün diğer ishal belirtilerine baktım hiçbirini göstermiyor oğlum. Ara sıra epey sulu ve yeşil dışkılama yapıyor ama bu kadarın fazlasını da emiyor öncesinde. Ateş yok, genel durumu ve iştahı iyi, ağzı kuru değil, bol ıslak eskisi gibi. 2 doz verdiğim antibiyotiği de Reflor'uda kestim. Kendisinin mikropları yenmesine fırsat vermem gerek.
2 aksırığa bile antibiyotik yazmayacak, doğal yöntemlerle( anne sütü) hastalığını atlatmasını önerecek bir doktor bulmalıyız dedik ve bulduk. Sağlık ocağı doktorlarına artık güvenmiyorum maalesef.
Şu an Can'ın tek ilacı anne sütü, diğer ilaçlara kapımız kapalı bir süre, daha 2 aylık olan bir bebeğe bu kadar çok ilaç tavsiyesi ne derece doğru?
Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz, deneyimleriniz nelerdir?
21 Kasım 2007
UNUTTUĞUNU UNUTMAK
Kıssadan hisse, evden çıkarken bir daha kontrol edin evinizi. Ocakta ya da prizde birşey bırakmayın. Uzun süreli ayrılıyorsanız vanaları ve şalteri kapatın. Eğer benim gibi unuttuğunu dahi unutanlardan oldu iseniz, bir başkasından sizin için kontrol etmesini isteyin.
Evinizi sigorta ettirmeyi de ihmal etmeyin tabi!
16 Kasım 2007
CAN'A ANNESİNDEN 2. AY MEKTUBU
2 aylık oldun bile...
Zor zamanlar oldu, altını değiştirirken ağladın, iki ayağım bir papuca girdi, uykusuzluk, yorgunluk, zaman zaman açlıktı beni bekleyenler. Çoğu vakit, sen kucağımda iken yedim yemeğimi...
Öte yandan agu dedin, güldün, tatlı tatlı emerken seyrettim seni. Uyurken ve emerken o kadar masumdun ki dünyaları verdin bana. Sabırlı olmayı öğrettin, bağlanmanın en başka ve güzel halini de. Şu an 2 aylıksın, sana çok alıştım. Uyuduğum az vakitlerde gördüğüm rüyalarda bile sen varsın artık.
Yaklaşık 1o ay önce herşey bu resimle başladı. O zaman kalbin bile oluşmamıştı. Birkaç hücreden ibarettin. Bu teste bile ihtiyacım yoktu benim, hissediyordum varlığını, bilerek geciktirdim testi, keyfine vardım seninle aramızda olan bu sırrın, bir süre kimse bilmesin istedim. Sonra bu 2 çizgi ile sırrımızı ilk babayla paylaştık sonra babaanne, anneanne, yenge ve arkadaşlarla devam etti. Artık sır değildin.
Seni ilk ekrandan seyrettiğimizde anne karnında geçirdiğin 2. ayındaydın yine. Yanıp sönen bir noktadan ibaretti kalbin. O yanıp sönen ışık ile bir mucizeye tanık olduğumu anladım, heyecanlandım. Şimdi ise kollarımın arasında atıyor o kalp. Mucizemsin sen benim. Hergün şükretmemi sağlayan bir mucize...
Sonra 3.ayımızda doktora gittiğimizde ellerin ve bacakların da oluşmuştu, hareket ediyorlardı. En güzel anlardan biriydi yine bunlara şahit olmak. İple çeker olmuştum artık doktora gideceğimiz ve seni göreceğim vakitleri. Ama sen büyüdükçe sadece başın yada gövden sığıyordu ekrana ve anlayamıyordum bile nereye baktığımı, bu 2 resim çok anlamlı o yüzden benim için. Seni tamamen gördüğüm, gülmekten dolayı karnımın oynadığı ve bu yüzden doktorun resim almakta zorlandığı anlardı.
2.ayımızla birlikte sana aldığım ilk oyuncakla karşılaştığında o kadar mutlu oldun ki, gözlerinle dönenceyi takip etmeye çalışırken bir yandan gülücükler atıyordun. Dönencenin çaldığı ninni, babanın sana çaldığı ile aynı idi.
Müziği seviyorsun, baban sana org çalarken piyano sesiyle sakinleşiyorsun.
Evde ki tablolara bakmayı seviyorsun. Bazen kıskanmıyor da değilim. Bana bakmayıp onlara bakmayı tercih ettiğin için.
2. ayında aklıma gelenler ve sana yazmak istediklerimdi bunlar. 1. ayında acemiydi annen daha, sana ve anneliğine alışmaya çalışıyordu. O yüzden bu mektubu ilk ayın için de yazılmış kabul et.
Burada mektubumun sonuna gelirken, dileğim; bu mektupları sana ömrüm yettiğince yazabilmek ve senin hep sağlık, huzur ve mutluluk içinde olman...
Sevgilerimle
Annen