11 Ağustos 2007

FOTOĞRAFÇILIK ÜZERİNE...

Kafamda şimşekler çaktı bir anda ve ben fotoğrafçılık namına kendimi geliştirmeliyim dedim. Sevgili Devletsah'ın Yemekname dergisinde ki fotoğrafçılık üzerine olan yazısından da etkilendim, Cenk'in fotoğraflarını görünce de, Sevgili Burçin'in bu konuda ki çabalarına şahit olunca da...

Çekiyordum öncesinde fotoğraf ama elimde ki makineyi hiç de etkin bir şekilde kullanamayarak, aman çekilsin bir fotoğrafı olsun da diyerek. Fotoğrafçılıkla esas eşim ilgileniyor ve itiraf ediyorum o olmasa evde Digital bir SLR fotoğraf makinesi de olmazdı. Ben mutfakta uğraşıp bir yandan onların servisine koştururken fotoğraf çekme işi eşimin insafına kalıyordu. Eğer servis edilecek olan bir tatlı ise eşim benden de acele davranıp bir an önce yemeye koyulmak için hatra binayen çekiyordu işte birkaç fotoğraf. Anladım ki fotoğraf çekimi hiç de aceleye gelecek bir uğraş değil, mümkünse yapacaklarınızı bir gün evvelden yapıp, daha kimse dokunmadan ve servisi yapma telaşı olmadan çekin fotoğraflarınızı, çok daha güzel sonuçlar çıkacak ortaya...

İlk önce makinenin çalışma mantığını öğrenmekle başladım, bu kısmı eşimden dinledim. Sonrasında ise çok güzel bir kaynak buldum, üstte gördüğünüz Scott Kelby'nin kitabı yeni başlayanlar için çok şey öğretiyor. Kafama takılanları eşime sordum, bazen kafam karıştı ama biraz ısrar ederseniz taşlar yerine oturuyor. Benim son bir hafta içinde okuyup öğrendiklerimden edindiğim notlar şunlar...
-Artık fon oluşturmadan fotoğraf çekmek yok.( Çok zorda kalmadıkça tabi:) )
-Makine ayarlarına dikkat edilmeden fotoğraf çekmek yok.
-Işığa dikkat, mümkün mertebe gün ışığında çalışıyoruz. Güneş ışığını doğrudan almak yerine, pencereden biraz uzakta, perdeyi çekip de çalışıyoruz.
-Makineyi çekim esnasında titretmek yok.( Jilet keskinliğinde fotoğraflar için...)
-Ve bol bol deniyoruz, en güzelini yakalamak için...

Teori kısmı çözdük, sorun yok. Diyafram öncelikli mod, enstantene öncelikli mod, iso ayarları, ışık ayarları... Ama iş bunların bir karmasını yapmaya gelince ufak bir el ayak dolaşması yaşamıyor değilim. Pes etmek yok, kötü de olsa devam, kimse doğuştan öğrenmiş bir halde başlamıyor bu işe değil mi? Hem şanslıyım, yanımda bunları sorabilecek bir eşim var. O da pek mutlu benim de bu işle ilgilenmeye başlamama. Eskisi gibi çektiği fotoğraflara ilgisiz bakmak yerine; "bunu hangi ışıkta çektin", "diyafram kaçta idi" gibi sorularla ilgimi belli ediyorum ve bir fotoğrafçının da çektiklerine ilgi alaka duyulmasından başka isteyeceği ne olabilir ki? O da photoshop üzerine meraklı bu aralar, her akşam evde podcastler dinleyerek çalışıyor. Ben de kulak kabartmıyor değilim, fotoğrafçılığın inceliklerini öğrendikten sonra sıra photoshopda, çünkü harikalar yaratıyor. Karanlık çıkmış fotoğrafınızda birden ışıklar yanıyor, renk tonlarıyla istediğiniz şekilde daha canlı ya da daha soğuk renklerde bir resme kavuşabiliyorsunuz ve daha neler neler...

Okuyorum dedim ya, dolayısıyla akşam eve varınca, mutfakta birşeyler yapamaz oldum ve resmini çekecek nesnelerimiz ortada yok:) Dün akşam kandil vesilesiyle komşumuzun tabağına pastaneden alınmış kandil simitlerinden ve bir parça da fındıklı lokum koyup ikrama götürürken; A neden bunun resmini çekmiyorum dedim:) Arkaya tahta lalelerimi koydum, kendimce bir fon oluşturdum. Makine ayarlarını yaptım. 3 ayak kullanmayıp da makineyi de titretmemeye çalışmanın stresi ile çektiğim karelerden en beğendiğimi ekledim buraya...

Not: Tabak komşumuza aitti, geçen hafta nefis Arnavut Böreği ile dolu bir şekilde gelmişti. Lokum ve kandil simidi ile dolu olarak tekrar evinin yolunu tuttu...

Dün akşam bu resim kesmedi beni, ertesi gün ki Sevgili Zerrin ile buluşmanın şerefine yeni bir tarif denemeliyim dedim ve birçok tarif arasından seçtiğim bir bisküvi tarifini denedim. Geç saatte pişen bisküvilerin fotoğrafını çekmek için de sabahı bekledim, en güzel ışık gün ışığıdır diyerek...

Buluşmadan notlar ve yeni tarifimizle birlikte buradayız yakında...

18 yorum:

Devletsah dedi ki...

Pınarcığım;

Çok hoş bir yazı olmuş. Ben de bu kitabı okumuştum. Hatta okumamın komik bir hikayesi bile var. Kitabı Ankara'dan İstanbul'a gelirken bir arkadaşıma hediye almıştım. Yolda yanıma okumak için birşey almadığımı fark ettiğimde paketi çıkartıp açtım. İstanbul'a vardığımızda bitirmiştim.

Eh o zaman benim bugün yazdığım yazı da çok hoşuna gidecek...

http://www.devletsah.com/havai-fisek-fotografi-cekmek/

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Sevgili Devletsah,
kitabı okuduğunu, Yemekname'deki yazını okur okumaz anladım. Kitabın özeti gibiydi, bilgileri unutmamışsın. Kitabı okuma hikayen gerçekten çok ilginç:) İyi ki yanında okuyacak başka birşey yokmuş o vakit.

Yeni yazını hemen okuyorum. Yemekname'nin yeni sayısını da merakla bekliyoruz.
Eşinin ve senin tekrar zihnine, emeğine sağlık...

Devletsah dedi ki...

Pınarcığım;

Yemek.Name'de şimdiye kadar yazdıklarım çok önemli ve çok standart kurallar. Scott Kelby'nin kitabı bu konuda okuduğum sayısız kitaplardan biri. Zaten o kadar hızlı okuyabilmemin sebebi de artık hep aynı şeyler dediğim noktadaydım. Sayfaları atlayarak, daha çok fotoğraflara bakarak...

Pınarın Kulubesi dedi ki...

:) Herkesi benim gibi düşünen ben, bir çırpıda lades olan ben:)
Scott Kelby'i de sayfa atlamak ne kelime, büyük dikkatle okuyorum çünkü her yazdığı, ilk bilgiler benim için...
Azmin gücüyle ben de sadece fotoğraflara bakıp yazılanları es geçeceğim günlere kavuşacağım:)

Adsız dedi ki...

Merhaba Pınar,
Hayırlı olsun diyorum. Ne mutlu sana ki seni bu kadar memnun eden bir uğraş keşfettin. Bana böylesine güzel bir link vermen göğsümü kabarttı. Çok teşekkür ederim.
Sevgiler

Ferhanca dedi ki...

Dijital makinalra elimizde ,çekip duruyoruz .Her şeyin inceliği var .Tv degeçen gün bir fotğraf sanatçısı hanım anlattı ,ilgiyle dinledim.Fotoğrafı sabah 5 den 11 kadar öğleden sonra da3 den sonra çekin diyor en iyi güneş ışığını o zaman yakalarsınız ..ben de direk güneş ışığı gelmeden çekmeye gayret ediyorum .Her yaptığımı doğru balkona götürüp orada çekiyorum..Bu kitabı ben de okumalıyım ..sevgiler...Pınar ,çekimiş haşhaş baharatcılarda vardır ben de baharatcıdan alıyorum .Kütahya dan aldığım haşhaşın yerini tutmaz ama..)

Duygu dedi ki...

Merhaba Pinar
Linkini eklerken hata yapmisim, kusura bakma arada boyle sacmaladigim oluyor!
Esimle-Joseph- English Time'de tanistik 4 sene once, ingilizce ogretmeniydi o zaman,benim ogretmenim degildi ama.Tanistiktan 1 ay sonra basladik, cok zordu tabii herkes yanlis dusunuyor sevgiliniz yabanci olunca ama atlattik o donemleri, 2006da nisanlandik, nisanlandiktan 3 ay sonrada ailesi Turkiyeye geldi ailemle tanistilar ve temmuz 2006 da evlendik. 15 haziran 2007 dede buraya Wilmington,NC ye tasindik. Burayi secmemizin nedeni Joe'nun ailesi burada yasiyor hemde sakin bir yer Istanbul'dan sonra SAN F.e yada Newyork'u filan istemedim, Joe'ya kalsa buyuk sehirlerden birine tasinacaktik ama aile benim icin herseyden onemli,yakin olmak istedim onlara. Ailesi Iyi insanlar ama bize gore cok farklilar bazen iyi bazen kotu yonde farkliliklari ama saygili olduktan sonra gerisi kolay. Newyork sanirim bize arabayla gidersen yaklasik 7-8 saat uzaklikta 2 ay oldu buraya geleli daha gitmedim ama Joe'nun anlattigina gore insanlar cik sogukmus ama muzeler,tiyatrolar filan supermis. Chicago'da cok guzel muzeler varmis anlattigina gore. Bizim yakin planlarimizda Charleston,SC ve San F.'e gitme planlarimiz var:)Eger yaklasik 24 saatlik iskence gibi(15-18 saat diyorlar ama ucaklar hep gecikmeli!!! biz birini 5 saat , digerini 4 saat bekledik ) yolculugu goze alirsan gelmeni oneririm:)
Sevgiler

Duygu dedi ki...

Merhaba Pinar
Linkini eklerken hata yapmisim, kusura bakma arada boyle sacmaladigim oluyor!
Esimle-Joseph- English Time'de tanistik 4 sene once, ingilizce ogretmeniydi o zaman,benim ogretmenim degildi ama.Tanistiktan 1 ay sonra basladik, cok zordu tabii herkes yanlis dusunuyor sevgiliniz yabanci olunca ama atlattik o donemleri, 2006da nisanlandik, nisanlandiktan 3 ay sonrada ailesi Turkiyeye geldi ailemle tanistilar ve temmuz 2006 da evlendik. 15 haziran 2007 dede buraya Wilmington,NC ye tasindik. Burayi secmemizin nedeni Joe'nun ailesi burada yasiyor hemde sakin bir yer Istanbul'dan sonra SAN F.e yada Newyork'u filan istemedim, Joe'ya kalsa buyuk sehirlerden birine tasinacaktik ama aile benim icin herseyden onemli,yakin olmak istedim onlara. Ailesi Iyi insanlar ama bize gore cok farklilar bazen iyi bazen kotu yonde farkliliklari ama saygili olduktan sonra gerisi kolay. Newyork sanirim bize arabayla gidersen yaklasik 7-8 saat uzaklikta 2 ay oldu buraya geleli daha gitmedim ama Joe'nun anlattigina gore insanlar cik sogukmus ama muzeler,tiyatrolar filan supermis. Chicago'da cok guzel muzeler varmis anlattigina gore. Bizim yakin planlarimizda Charleston,SC ve San F.'e gitme planlarimiz var:)Eger yaklasik 24 saatlik iskence gibi(15-18 saat diyorlar ama ucaklar hep gecikmeli!!! biz birini 5 saat , digerini 4 saat bekledik ) yolculugu goze alirsan gelmeni oneririm:)
Sevgiler

etki alanı dedi ki...

"Başkalarının neler yaptığının farkında olmanız,çabalarını alkışlamanız,başarılarını takdir etmeniz ve arayışlarında onlara yardımcı olmanız gerekir.Hepimiz birbirimize yardım edersek herkes kazanır." JİM STOVAN
Sevgili Pınar
Yaşının ötesinde bir olgunlukla davrandığını görünce,son zamanlarda hep doğru insanlarla karşılaştığımı düşünüyorum.
Güzel insanlar,sayenizde bugün çok hoş bir zaman geçirdim.Keşke ron ron'um da olsaydı.
Sevgiyle kal...
Tütü

yaban mersini dedi ki...

cnm..verdigin bilgiler için teşekkürler.bu konu benim de çok ilgimi çekiyor ama sanırım daha iyi bir fotgraf makinesine ihtiyacım var..selamlar.

Berceste dedi ki...

Bak fotografa resim demeyi birakarak baslayabilirsin bu ise ilk :P Fotokritik ve Flickr cekilmis ornekler uzerinden bilgi edinebilecegin guzel kaynaklar. Acimasiz elestiriler de cabasi :D Mesela o ortamda olsaydik derdim ki, ortamda cok fazla beyaz var. Netlik iyi ama on kisimda biraz dagilma var, bir de egri degil de duzlemi duz tutsaydin daha hos olurdu :) Merakla konu hakkindaki bilgileri paylasmani bekliyor olacagim. Bu gunku ders icin de tesekkurler :) Sevgiler...
(Bu arada Linux'da gene Turkce klavye bulamadim o yuzden de ozur!)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Cenk,
fotoğraf konusunda çok güzel bir bakışın var, kalite ve fonlama çok güzel. Sadece geç keşfettiğim için üzgünüm...
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Ferhan,
fotoğraf sanatçısı çok doğru söylemiş, sabah güneş yükselmeden ve akşam batmadan önce ki ışık en güzeli. Fark hemen çıkıyor ortaya,
profesyonel slr makine değil de normal digital makine olsa bile değişmiyor durum.
Eminönü'ne ilk fırsatta gidip almak istiyorum ben de haşhaş ezmesini ramazan girmeden. Çok teşekkürler
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Sevgili Tütü,
o gün seni daha yakından tanımış olmak, anneliğe hazırlandığım şu dönemde senin evlatları için herşeyi göze alan güçlü duruşuna şahit olmak benim için çok şey ifade ediyordu. Ertesi gün ise boncuğumu boynumdan çıkarmadım, benimle heryere gitti yengecim, nazar boncuğu, oğlumu bekliyor, pastamız ise buzdolabına magnet olacak, ve biz hep seni hatırlıycaz baktıkça...

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Sevgili Süheyla
senden çok bahsetti Zerrin, seni tanımayı ben de çok istiyorum şimdi, en kısa zamanda görüşmek üzere diyorum.
Yeni makine konusunda haklısın, beylere göre o kadar az hobimiz var ki, biraz da biz harcayalım hobilerimize değil mi?:)
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Berceste ilk adımı attık, kitabımızı okuduk, ufaktan başlıyoruz çalışmalar, sıra flick da:) Derin bir nefes alıp atıyorum kendimi :) Yorumlarını da bekliyorum oraya...
Gece fotoğraf çekmek yok bundan böyle, zor da kalmadıkça,
gerçi gece fotoğrafları için ayrı bir yöntem var, bakalım beğenecek misiniz:)
sevgiler

sade kahve dedi ki...

günaydın Pınarcığım inşallah sen ve can iyisinizdir ben de fotoğraf denemeleri yapıyorum bu akşam yaptığım yemeklerin çektiğimiz fotoğraflarını koyacağım umarım uğrarsın (yarın sitede olur) lütfen kıyasıya eleştir buna çok ihtiyacım var benim de acele olarak bir ayağa sahip olmam gerekiyor jilet gibi fotolar için bir de fon ve dekor meselesi bayağı çaba isteyen büyük bir mecra bu yemek yapmayı sevdiğim için fotoğraflamayı da sevdim ben bu arada son üç foto gerçekten diğerlerine göre farklı ileride dönüp baktığında nasıl da yol katetmişsin ne kadar net bir şekilde görülecek kolay gelsin sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Günaydın Zerrin,
fotoğraf kalitesi için maalesef SLR digital fotoğraf makinesi gerekiyor, ne kadar uğraşırsak uğraşalım normal bir digital makine aynı sonucu vermiyor, yakın fotoğraflar için close up mercek kullandım ben, bütün bunlar tabi eşim sayesinde evde mevcut, hobisi fotoğrafçılık olunca, biraz şans benimkisi, yoksa benimde aklımdan geçmezdi, profesyonel bir makine almak...
Fotoğraflarını merakla bekliyorum
sevgiler