Daha önce sade yaptığım açmaları bu sefer zeytinli yapıp, üzerini de haşhaş tohumları ile süsledim... Bunun için sade açma hamurunu poğaça gibi elinizle hafif açıp içine 1 çay kaşığı kadar zeytin ezmesi sürdükten sonra rulo yapıp simit şekli vererek tepsiye diziyorsunuz. Sade açma tarifim burada.
Bu çikolatalı kek de eşimin talebi üzerine pişirildi. Evde yumurta olmadığı görülüp komşudan yumurta istendi:) Eltimin evlilik yıldönümü hediyesi oldu ayrıca. Yumurta ödünç aldığımız komşumuza da ikram edildi. Çok amaçlı bir kek oldu :)ÇİKOLATALI SADE KEK:
Malzemeler:
- 4 yumurta
- 1,5 su bardağı toz şeker
- 1 su bardağı sıvı yağ
- 200 gr yoğurt( yarım su bardağı)
- Yarım su bardağı süt
- 2.5 yemek kaşığı toz kakao
- Aldığı Kadar un
- 1 paket kabartma tozu
Sosu İçin:
- 100 gr bitter çikolata
- 100 gr(yarım paket) süt kreması
Yapılışı: Şeker ve yumurta iyice çırpılır. Bu aşamada mikserden yardım alabilirsiniz. Ardından sıvı yağ, yoğurt ve süt eklenir. Kakao eklenir. En son kabartma tozu ve kek kıvamını koruyacak kadar un eklenir, karıştırılır. Yağlanmış kek kalıbında 180 derecede pişirilir. Yaklaşık 40 dakika sürüyor. Kürdan testini yapmayı ihmal etmeyin. Bir de aklınızda olsun. Ben keke riviera zeytinyağı kullanıyorum. Ayçiçek yağına göre daha az kabartıyor. Sağlıklı olması daha önemli bu aralar benim için. Uzun süredir ayçiçek yağı kullanmıyorum evde...
Kek pişip soğuduktan sonra kalıptan çıkarın. Süt kremasını bir kez kaynatıp içine bitter çikolata parçalarını atıp eritin. Ben süt kremasını mikrodalgada ısıttım. Çok da fazla tutmayın taşıyor:) Çikolata eriyip iyice homojen hale gelene kadar kremayı karıştırdım. Kekin üzerine sosu kaşıkla döktüm. Arzunuza göre hindistancevizi ya da fındık kırığı ile süsleyebilirsiniz.
Afiyet Olsun.
Su kesintilerine gerek olmayan günler diliyorum. Ne olur suları idareli kullanalım. Ben kurumuş gölü gördükten sonra daha titiz oldum bu konuda. Artık her gün duş almak yok. Bulaşıkları elde yıkamak yerine, makineye yerleştiriyorum. Çamaşırları kısa programda yıkıyorum. Boşa akıtmak bir yana, nasıl tasarruf edilebilirin peşindeyiz. Örnek:Klimanın suyu bir su bidonunda biriktirilir, akvaryumun suyu bu suyla değiştirilir. Akvaryumun kirlenmiş suyu da çiçeklere dökülür... Bu gibi örnekleri çoğaltmaya çalışıyoruz. Birazcık daha pis olalım ama çocuklarımız yeter ki susuz günler yaşamasınlar. Onlara suyun bol olduğu vakitlerin hikayelerini anlatmak zorunda kalmayalım...
19 yorum:
Pınarcım, o kadar güzel bir yazı olmuşki, hangi kısmına yorum yazayım şaşırdım:) Öncelikle su tüketimi konusunda söylediklerine tabiki katılıyorum, bende uzun zamandır bir çay bardağını bile elde yıkamıyor, makinenin 30 dk.lık kısa progamını çalıştırıyorum.Çamaşır Makinesinde de 3 durulama yerine 2 yaptırıyorum. İnşallah sonbahar ile bol yağmurlar gelirde, rahatlarız, susuzluk çok zor hiç birşeye benzemiyor.
Gelelim, açma ve kekinize hamfendi:) resimden fırlayıp, masaya gelecek gibi duruyor, ben kendime bir çay koyup öyle bakıyım bu resimlere, o kadar yani.Ellerine sağlık, ikiside müthiş lezzetli görünüyor.
Evet susuzluk kapıda ve doğa bunu bize işte görün halimizi der gibi gösteriyor hepimiz daha dikkatli olmalıyız artık...Bütün bu olumsuzluklara rağmen açma ve kek çok güzel olmuş ellerine sağlık Pınar birde komşudan yumurta istemek harika bizde komşularımızla bol bol alıp veririz birbirimizden"komşuluk bitti artık"diyenlere inat
Sevgiler
Sevgili Pınar; TEM'den Silivri'ye gelirken en çok hoşuma giden yer, Büyükçekme Gölü'nün üzerindeki köprüden geçerken iki tarafı izlemekti. Şimdi senin Belgrad Ormanı'ndaki göle dönmüş durumda gölün o kısmı. Çöl gibi.Susuzluk şubatta, martta geliyorum demişti ama biz millet olarak yumurtayı kapıya dayanıncaya kadar bekleriz. Ne diyeyim. Zararın neresinden dönülse kardır. Su tasarrufuna devam.
Pınarcığım yazın beni de etkiledi.Bizleri zor günler bekliyor.Ben de eskiden oğluma küveti doldururdum artık deniz var orada oynasın diye düşünüyorum.O bu duruma üzülsede mantıklı anlatınca ikna oluyor.
Açman da kekin de harika olmuş ellerine sağlık.
sevgilerimle...
Bak gene canım açma istedi benim! Ama seninkiler gibi olamadı ilk yaptıklarım :( Çöp meselesine gelince, doğrudan yetkililerin suçu kanımca! Üzerine vatandaşların vurdum duymazlığı ekleniyor. Biz ne zaman St James park'ta piknik yapsak, yetkililer kalabalığa göre çöp torbası verip, lütfen çöpünüzü buraya atın diyor! Ortada hiç çöp kalmıyor, onların da işi kolaylaşıyor...
Ah Pınarcığım ne güzel konulara değinmişsin. Canım İstanbulumda artık piknik yapacak yer kalmadı, her yer pislik içinde, çok mu zor geliyor insanlara yanlarında bir çöp torbası götürüp çöplerini onun içine atmak, bilmiyorum ki, giderek çöp yığınlarının içinde yaşamaya başladık.
Susuzluk da öyle bir hal aldı ki, insan ürküyor ister istemez. Gerçi ekim ayı gibi Melen Çayı projesi devreye girecek diyorlar ama bilemiyorum ki. Ben de kendimce birtakım önlemler almaya çalışıyorum. Klozetin rezervuarının içine bir pet şişe yerleştirdim mesela, böylece her çekişte 1,5 lt su tasarruf ediyorum. Klimanın suyunu kullanmayı hiç düşünmemiştim, onu da bir arkadaştan öğrendim; şimdi klimanın suyunu da biriktiriyorum, o suyu da yerleri silmekte, çiçekleri sulamakta falan kullanıyorum. Bir de yerleri silmek için eskiden bazen üşenip bezi muslukta ıslatırdım, kirlendikçe yıkardım falan ama artık onu da yapmıyorum; mutlaka vileda kovasına azıcık su koyuyorum, öyle siliyorum yerleri. Aslında alınabilecek bir sürü önlem var, bir kısmını biliyoruz bir kısmını bilmiyoruz. Bak ne diyeceğim, ben biraz acemi bir blogger'ım pek bilemiyorum ama daha önce bloglarda gördüğüm oyunlar vadı; bu konuyu da bir oyun gibi yapıp işlesek olmaz mı? Herkes su tasarrufu için neler yaptığını ve neler yapabildiğini yazar ve herkes 3 kişiyi mimler, olmaz mı ki? Hem belki sonra bunların hepsini bir araya getirip listeleriz, hepimiz bloglarımızda yayınlarız.
Sevgiler kocaman
Sevgili Pınar bu susuzluk çok üzücü hepimiz kendi evimizde bir şeyler yapıyoruz ama hiç umrunda olmayan insanlarımızda var ne yazıkki nasıl olacak bilmiyorum herhalde evlerindeki su kesilince anlayacaklar. Piknik alanlarımızda dediğin gibi kötü doğal güzelliklerimiz ne hale geliyor.
Piknik için hazırladığın açma ve kekin de çok güzel ellerine sağlık canım. Sevgilerimle...
inşallah sonbaharda yağacak yağmurla rla dolar. Güzelim yerler kuruyor ,dolayısle balıklra ,kuşlar ,kurbağlar sırasıyla sistem bozuluyor.
Açmalar nefis olamuş.Sen zaten mayalılarda çok başarılısın elin iyice alıştı .afiyet olsun..
Çocuklarımıza ,dğocaklara Allah güzel günler nasip etsin ..
sevgiler..
sevgili pınar bende 3 aylık hamileyim ilkkez sitene girdim. nerede ikamet ettiğini bilmiyorum ama istanbul anadolu yakasındaysan medicana çamlıca hastanesi kadın doğum doktoru ferda erbaya gidiyorum ve çok memnunum. normal doğuma zorladığı için seçtim doktoru ve şimdilik herşey yolunda giderse niyetim bu...
dilerim bir avazda kurtuluruz canım
sevgiler Filiz AKKAR
Müge benim bulaşık makinemin kısa programı yok maalesef ama artık içinde kokarsa koksun, haftada bir ancak doluyor belki ama yine de ısrarlıyım gölün o halini gördükten sonra...
sevgiler
Merhaba Seda
benim komşum çok çekiyor elimden, şimdiye kadar aldığım yumurtanın haddi hesabı yok:) karı koca yaşlı ve çok hoş insanlar, yaptığım herşeyden götürmeye gayret ediyorum ben de, çok değerli insanlar. Komşuluk ölmesin...
sevgiler
Punto Amca, gölün o kısmını ben de gördüm. İngiltere ise yağmurlardan bıkmış durumda, su kaynakları dolmuş taşıyor vaziyette, biz ise susuzluktan kırılıyoruz. Tasarrufa devam...
Şimdiye kadar ben bu kadar ciddi durumlara geleceğini düşünmemiştim. Ama bahsettiğim gölün halini gördükten sonra ne kadar ciddi bir sorunlar karşı karşıya olduğumuzu anladım. Artık su ile keyif günleri geride kaldı. Yoksa gelecekte çocuklarımız torunlarımız ihtiyaç için dahi suyu bulamayacaklar:(
sevgiler
Merhaba Berceste
senin fırının fanlı olmasından kaynaklanmıştı, sen fırın yerine dışarda ılık bir yerde bekleteceksin o halde... Bir de yaş mayadan farkedebilir mi bilmiyorum.
Çöp konusunda çok haklısın, Türkiye'de insanımız yanında çöp torbası getirmiyor, bizim yetkililer de çöp atacak yer bırakmıyor ya da bıraksa da yetersiz oluyor. Pikniklerde yanıma çöp torbasını ayrıca almayı ihmal etmiyorum.
sevgiler
Merhaba Gülriz
o kadar güzel önerilerde bulunmuşsun ki Mim oyunu bence çok güzel, izninle ben başlatmak isterim bu oyunu, dediğin gibi hepsini toplayıp yayınlarız bir kerede...
sevgilerimle
Merhaba Almula,
küresel ısınmanın getirdiği bu su sıkıntısını insanlarımızın anlaması için onları bu kuruyan göl ve akarsulara götürmek gerekiyor belki, görmeyince inanmıyorlar. Kendimizi ve şu anı değil çocuklarımızı geleceğimizi de düşünmek zorundayız.
sevgiler
Merhaba Ferhan
dediğin gibi susuzluk birçok şeyi etkiliyor. Kuruyan göl ve akarsularda ki balıklar, kurbağalar ölüyor, kurbağalar ölünce artacak olan sinek ve haşere bile bir örnek teşkil ediyor.
Hamur mayalamayı ve yoğurmayı çok seviyorum. Belki başarının sırrı burdadır;)
sevgilerimle
Merhaba Filiz
ben Anadolu yakasında çalışıyorum ama Avrupa yakasında oturuyorum. O yüzden Avrupa yakasından seçmem gerekiyor. Evvelsi gün çok tavsiye edildiği için Medipol hastanesine gittim ama beklemek ve geliş gidiş gözümde büyüdü ve bir daha gitmemeye karar verdim. Her zaman gittiğim evime en yakın olan hastaneye devam etmeye karar verdim. Tek ve en önemli kusuru yeni doğan yoğun bakım ünitesinin olmaması, doktoru normal doğumda tecrübeli birisi... Eğer doğum öncesi bir komplikasyon görülür ise doktorumu kapıp hemen yoğun bakım ünitesi olan biraz daha uzak bir hastaneye uçmayı düşünüyorum:) Kesinlikle normal doğum, şartlar ne kadar zorlarsa zorlasın.
Allah bir avazda kurtarır inşallah
sevgilerimle
Pınarcığım, izin ne demek; başlatabilirsen çok sevinirim. Bu arada ben de öğrenmiş olurum şu blog oyunlarını :) Ben şimdiden başlayayım neler yaptığımı ve neler yapılabileceğini listelemeye. Sevgiler kocaman
Acmalar Haika gozukuyor...Ellerine saglik.
sevgiler
cokk gusell olmus kekınız,, hele kı o sosu yokmuu mmmmhhh... sanırım bebış beklıorsunuz.. bı avazda ıns...
sevgıler
fıdan
Pınar selam..Geçen gün eğitimde Asyanın tanıştırdığı Ayça ben :))
O gölde bu sene neredeyse hiç su olmadı kışın bile çok azdı suyu :((
Buarada sen bu kadar güzel gıdalara imza atıp hemde hamile olup nasıl o kadar zayıfsın ?? :(( çatladım orta yerimdem :))))
Merhaba Findaneli,
sosu herşeyi değiştiriyor gerçekten:)Sıradan bir kek olmaktan çıkarıp dayanılmaz bir kek oluyor:)
sevgiler
Merhaba Ayça:)
o gölün bu hale gelmesine çok üzüldüm, kışın bile suyunun çok az olmasına:( Şu an tüm çöpler ortada duruyor:(
Zayıf sayılmam ki:) Hamilelik beni epey balık etli yaptı:) Yapıp ta yememek sanırım bu işin sırrı:)))
Yaparken doyanlardanım ben:)
Erin çok tatlıydı maşallah:) Sadece kız çocuklarının değil, erkek bebeklerin de tatlı olabileceğinin en büyük kanıtıydı benim için:)
Yorum Gönder