30 Ekim 2006

HAFTASONUM...


Cumartesi yarım günlük mesaimin sonrasında eşimle İzmit'e abimlere gittik.. 2 tane yeğenim var 7 ve 4 yaşında, ben küçüğünün delisiyim..Çok tatlı olmuş. Şarkı söylemeye bayılıyor. 4 yaşında ve en az 20 şarkı yı duraksamadan söylüyor. Tabi çocuk şarkıları.. Birde fotoğraf çekilirken pozları varki deli ediyor beni:) Makineyi görünce başlıyor farklı farklı pozlar vermeye..Geleceğin aktristi gibi.
Yengem bize yöresel bir yemek yaptı.. Bayramda gelişlerinde söz vermişti, İzmit'e beni çeken diğer önemli neden de bu yemek idi:) Yıllar önce Malatya'da iken karşı komşumuz yapardı. Yapılışı epey uzun ve zahmetli..Kullanılan malzemede çok ilginç "Kiraz Yaprağı". Kiraz yerine taze fındık, dut yada fasulye yaprağı'da kullanılabiliyor. Yengem'in annesi kiraz yaprağını salamura olarak saklamış. Karşı komşumuzunda ipe dizip kuruttuğunu hatırlıyorum.. Yani mevsimini kaçırdım diye üzülmenize gerek yok. Bu yöntemlerlede saklayabilirsiniz. Resimde daha iri görünüyor ama her biri ince parmağın yarısı kadar incelikte sarılıyor. İçinde olan ise incebulgur, un ve sudan yapılan bir hamur(içliköfte dışı gibi), sarıldıktan sonra haşlanıyor. Suyu dökülüyor. Yoğurtla az miktarda un ocakta kaynatılıyor. İçine az miktarda da erik yada nar ekşisi katılıyor. Bol Soğan bol yağda kavruluyor. Sarmaların üzerine kaynamış yoğurtlu karışımı ekliyorsunuz. En üstede kavrulmuş soğan.. Enfes..

Yengem kalan yemeğide paket yaptı, gelirken getirdik.. Aklıma geldikçe dolaptan çıkarıp çıkarıp yiyorum. Soğukta gayet lezzetli oluyor.

Pazar günü eşimle koşmaya karar verdik önce.. Malum haftaya pazar Avrasya Maratonu var.. Hazırlık olsun diye.. Yoksa köprülerde yollarda kalmak var. Son anda vazgeçip havanında güzelliğini görünce tenis oynamaya karar verdik...Yağmurlu havada koşabilirsiniz ama tenis oynayamazsınız.. Birde baktık kortların yanında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri var.. Çocukluğumu hatırladım.. Okuldayken en uzun boylu ben olduğumdan hep Bayrak Flama tutmuşumdur. Yada yürüyüşte en sağda en başta olmuşumdur:) Bando takımında olmayı çok istemiştim. Bir türlü cesaret edememiştim.. Keşke bir destekleyenim olsaymış... Bu tür etkinliklerden uzak kalmanın acısını üniversite deyken fazlasıyla çıkardım:) Hatta bir tenis kulübü bile kurdum:) Şu an bu kulüp İTÜ'nün en başarılı spor kulübü.. Üyesi ve etkinliği en çok olanı..

Döndükten sonra evişleri derken, havalar soğuyunca yeni çıkardığım puf yorganın içine attım kendimi.. "Gazap Üzümleri" kitabımı bitirdim..

Kitap nasıl bitti anlayamadım. Göç eden bir aileden bahsediliyor. Fakirlik diz boyu.. Kitap bir çırpıda okunuyor. Koca kitap( 614 sayfa) bu göçü anlatıyor. Sadece bir yerden bir yere gidiyorlar.. Ama kitap sanki yarıda kaldı. Aileye ne oldu.Çocuklar'in sonu ne oldu.. Bırakıp gidenler geri döndü'mü? Öylece bitti kitap.. John Steinbeck hayatta olsa "Gazap Üzümleri II' yi yazacağını düşünürdüm.. Aileye ne oldu sorusunu kafamdan silmem gerekiyor..Diğer noktada kitaba ismini veren Gazap Üzümleri ifadesinin kitabın sadece bir yerinde geçtiği ve hikayeyle pek ilgisi olmaması..

Kitap Amerika'da bir dönem yaşanan tarım kesimindeki halkın buhranını anlatıyor. Aslında yaşananlar şu an ülkemizin Doğu'sunda yaşananlara benziyor. Toprağını bırakıp gitmek zorunda kalan, çok düşük ücrete iş arayan insanları anlatıyor. Hatırlıyorum Malatya'ya Kayısı zamanı çalışmak için Adıyaman'dan aileler gelirdi. Çadırlarda kalır, makarna, domates ekmek yerlerdi..Bir kişinin günlüğü 5 milyon idi.. Kayısı işi bitince Adana'ya turuçgil yada pamuk toplamaya giderlermiş. Kitaptan tek farkı olaylar Amerika'da değil Türkiye'de geçiyor. Kitapda da Doğu'dan Batı'ya Kaliforniya'ya akın akın bir göç var. Kimse olanlara bir anlam getiremiyor.

11 yorum:

Bocuruk dedi ki...

Pınar'cığım,
Yeğenin çok tatlı maşallah. Ne güzel de pozlar vermiş. Tariflediğin yemeği annanem yapardı annem de bazen yapıyor. Biz de çok severiz. Ama bu tür yemekleri bilenler ve yapanlar gittikçe azalıyor. Ve ben bugünlerde kendime çok kızıyorum. Annemin tariflerini şimdiye kadar neden öğrenmedim diye. En kısa zamanda bu konuyu halledeceğim Allah izin verirse. Kitap için ise şöyle söyleyeyim sonu bu kadar merak içinde kalarak bitiyorsa okumam o zaman :)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Sorma yiğenimi düşündükçe deli oluyorum:) Artık bebek zamanı geldi benim içinde sanırım:)
Unutulan Yemekler konusunda sana katılıyorum.. Bayramda İçliköfte yaptık beraber, bu yemeğide birlikte yaptık. Öğrenmek için en güzel yöntem bu, bilenlerle birlikte oturup yapmak..
Kitap çok tavsiye edilmişti..Merak edip duruyordum. Sonunda okudum ve en azından bu merakımı gidermiş oldum:)

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Pınar'cığım,
Yeğenin çok tatlı allah bağışlasın ve nazarlardan korusun.Ne çok seviliyorlar değilmi??Tarif ettiğin yemeği daha önce tatmıştım biraz değişik gelmişti bana nede olsa bizim için farklı bir lezzet..YAPANLARIN ELLERİNE SAĞLIK CANIM..Kitabı bende tıpkı senin gibi merakım yüzünden okumuştum.

Sana ve ailene mutlu bir hafta diliyorum.Sevgiyle kal canım..

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Gül hanım
evt epey değişik bir lezzet. Ben çook sevdim:)
sizede güzel bir hafta diliyorum
sevgiler

Hulya dedi ki...

herkes biliyormus yemegei ya,ben bilmiyorum,ellerine saglik yengenin cok zahmetli gorunuyor gercekten...

yegenin cok ama cok tatli,Allah anzardan saklasin,darisi basina:)

simdi bende burda aldigim derste dunya klasiklerinden ozellikle amerikan klasiklerini-kitaplari- okuyoruz,yada inceliyoruz..bazen cok basarali bulamasamda ben o donemleri cok iyi anlatabildigi icin seviyorum..bizde bir arkadasimla universtede butun klasikleri 15 taksitle satin alp,bu kadar odedik okumak lazim diye okumustuk:)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Hülya
yeğenimin esas resimlerini kaldırdım. Nazar değmesin diye:))
Klasikleri ben ortaokul dönemimde okumuştum. Ama Gazap Üzümleri'ni okumamışım nedense..Klasikleri Üniversite'ye gelmeden okumak gerek bence.. Bir noktadan sonra insanı etkileyemiyor çünkü. Beni artık klasikler kesmiyor yani:)) Tavsiye üzerine okumuş olduk:)

sevdamavisi dedi ki...

selam
ellerinize sağlık tarifleriniz çok güzel. pasta ve tatlılar özellikle. sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba :)
çok teşekkür ederim

Sevgiler

Berceste dedi ki...

Ben dun blogger'in azizligine ugradim, yorumumu sildi, calismamiz var sonra gene gelin dedi :( Sikayetciyim hakim bey !

Dun demistim ki, buyuk yegenin kiskanacak, benim canim yok mu, onu benden cok mu seviyor diyecek ! O yemekte de gozum kaldi, coook lezzetli gorunuyor, yapraklar dokuldu, simdi kiraz yapragini nerden bulacagiz?????

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Blogger bazen de fotoğraf yüklerken yapıyor bunu.. Yazdığın şeylerin kaybolması çok sinir bozucu..
Büyük yegenim okula başlayınca olgunlaşmış, eskiden küçüğe yapmadığını bırakmıyordu şimdi bir ablalık havası çökmüş üstüne.. Zaten her ikisini birden sevmeye çalışıyorum elimden geldiğince. hediye alırken eşit davranıyorum ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım elbet anlıyordur..
Kirazların olmasını bekleyeceksin:)

Berceste dedi ki...

Hain Pinar, bir de kirazlarin olmasini bekleyeceksin yazmis yaaaa !!!