15 Eylül 2007

SEVERİM...

Severim oyununa önce oyunun mucidi Sevgili Gazoz Ağacı davet etmişti, sonradan Sevgili Müge ve Yasemin'in daveti ile üçlenince oyuna katılmak şart oldu. Düşündüm ben neleri severim diyerek ve aklıma ilk gelen üçünü yazmaya karar verdim.

1) Severim yağmur ya da kar yağarken pencereden seyretmeyi, yağmur sesini kendime ninni yapıp uyumayı geceleri, gök gürültüsünü, çakan şimşekleri de severim.
Çiselerken yağmur, pencereyi açıp daha yakından dinlemeyi, dinlerken bir yandan kitap okumayı, bir işle meşgul olmayı severim geniş bir huzurla...
Karın çatıları, ağaçları, yolları örtüşünü ve tüm bunları bir pencereden seyreylemeyi...

2) Severim, elektrikler kesildiğinde, mum ışığına muhtaç kalmayı...
Mum ışığında kitap okumayı, vakit geçirmeyi... Mum bitmeye yakın, mumu pencerenin dışına koyup, rüzgarda nasıl da sönecek gibi olup da sönmediğini görmeyi...
3) Severim, bir Ramazan orucunda dost sofraları misafir etmeyi, onlara misafir olmayı, özenle hazırlanan sofranın etrafında oturup Ezan sesine odaklanmayı, oruç açma telaşını, son dakikaları ve ilk dakikaları, herkesin tabağına çorbayı ve yemeği dağıtmayı... "Haydi buyrun" demeyi...
Ben de Punto Amca'yı, Sanem'i ve Berceste'yi sobeliyorum.

4 yorum:

Hülya dedi ki...

O pencerenin önüne oturdum bende?Nasıl sevdim nasıl sevdim oradan dışarı bakmayı bilemezsin.İyi ki o camı gösterdin bize ve senle konuk oldum özenli masalara.Anlatımına sağlık;))

Hep takipteyim seni.Bebişinin parti pastası yapılırken ben de telefondaydım o sıra aldım önceden haberlerini ama bir dünya telaşıdır işte.Şu aralar birşey çöktü üzerime.Yorgunluk mu?Ramazan mı?Rehavet mi?Okula yeni başlayan bir küçük oğul telaşı mı?Büyük oğlun ben de varım nidaları mı bilemedim?Ama hayat işte ağır aksak gitmekde...
Sana bu telaşlı ve sabırsızlandığın günlerinde tez elden kurtulma,sağlık sıhhat afiyet diliyorum.Kucağına yavrunu aldığın o gün bir melek kadar saf olacaksınız bunu unutma...

Allah yardımcın olsun Pınar'cığım...Herşeyin su gibi aksın gitsin....

Sevgiler...

Evcilik Lezzetler dedi ki...

Ben de Pınar'ın fotoğraflarını; kelimeleriyle karelerinib örtüşmesini pek severim ;)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Can hanımım Hülya,
sayfanı her ziyaret edişimde enerjine gıpta ediyorum, hani bana da derler enerjik hatunsun diye ama sana bakıyorum 2 oğlan ve iş birarada ve üstüne o şahane pastalar ve maşallah diyorum, ama arada yorulmaya, durulmaya senin de hakkın olsun. Bırak rehavet çöksün arada, demek ki yorulmuşsun, dur sinyalleri geliyor.
Güzel dileklerin için çok teşekkür ediyoruz sana.. Ve o pasta unutulmaz benim için, şeker oğlum büfede, uyuyor... Ben gerçeğini bekliyorum...

Sevgili Burcu,
önce sevdiklerim geldi aklıma, sonra fotoğraflarım geldi ardından, böyle uyumlu olmasına ben de çok sevdim:) Aslında çorba dağıtırken ki resmim vardı ama sade iftar masasını paylaştım.
sevgiler

Berceste dedi ki...

Bak bak bak beni son dönemlerde okumamışsın yakalandın :) Bu oyunda senden önce sobelemişlerdi beni. Cevap için bakınız: http://berceste.blogspot.com/2007/09/oyunlar-ve-gncelleme.html#comments son paragraflar :) Can'cığımızı öpüyoruz...