17 Mayıs 2007

KİTAPLAR

Ocak ayında ki yazımda yeni aldığım kitapları tanıtmıştım. Aradan neredeyse 4 ay geçti ve ben bu kitapların üçünü okuyabilmişim ancak. yeni kitaplarım

Bu gruptan ilk başladığım kitap, Orhan Pamuk'un "Cevdet Bey ve Oğulları "adlı kitabıydı. Kitabın Cevdet Bey'in yaşamına ait olan kısmı gayet güzel ilerlerken, roman 2.kuşak ve 3.kuşağa geçtikçe büyüyü yitirdi benim gözümde... Bu kitap Orhan Pamuk'un roman hayatına adım attığı ilk kitabı. Bu kitabı okurken Orhan Pamuk'tan neden imza almayayım fikri doğmuştu. Bu kitapla birlikte bütün romanlarını okumuş oluyordum. Yayınevi ile bağlantıya geçip bu işin olabilirliğini araştırıp neden olmasın cevabını aldıktan sonra soluğu Cağaloğlu'nda almıştım. En sevdiğim kitaplarından birine imza almak istedim. Ama yıllar önce okuduğum "Yeni Hayat" kitabı üniversite kitaplığından ödünç alınıp geri verilmiş idi. Evde ki kitapları arasından "Benim Adım Kırmızı" ya karar kıldım ben de. Şu an rafımda Orhan Pamuk imzası ile duruyor kitabım. Yeni bir kitap çıkarmasını diliyordum, yayınevinden şu an için böyle bir çalışma yok cevabı gelmişti. Hemen ardından Nobel ödülünü alırken okuduğu "Babamın Bavulu" adlı metnin kitabı çıktı. Benim için de bir kitap anlamına gelmiyor bu kitabı.. Orhan Pamuk'tan gerçek bir roman kitabı bekliyorum...

Orhan Pamuk'tan sonra okuduğum diğer kitap Milan Kundera'nın "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği" adlı kitabıydı. Milan Kundera, 1920 li yıllarda doğmuş nobel ödüllü Çek yazar...Sevgili Meral'in bana önerdiği kitap listesinin içindeydi bu kitap, başka yerlerde de duyduğum ünlü yazarın kitabı beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Başlık ile kitap içeriğini bir türlü bağdaştıramadım. Biraz siyasi, biraz zamanı geçmiş gibi geldi. Kitap ta geçenlerde beni rahatsız etti, azimle kitabı bitirip, benim daha barışık kitaplar okumam gerekli deyip Elif Şafak'ın Bit Palas adlı kitabına geçtim.
Bu kitap da kendiliğinden akıverdi... Bir apartmanın sakinlerini çok güzel işlemişti Elif Şafak. Lakin sonlar iyi olmadı, diğer kitaplarında da olduğu gibi... Bir de her kitabında karşılaştığım "Cin, Büyü", kavramları bu kitapa da sıkıştırılmıştı:) Elif hanım'ın bu konuyu her kitabında yer vermesine çok şaşırdım. Bu kitabı tavsiye edebilirim. Yazarın çok güzel tespitleri var, karekterler ve yaşananlar çok ilgi çekici ve akıcı bir kitap.

Bu gruptan son kitabım ve henüz elimde olan bitirmediğim kitap Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı kitabı.. Bu kitabı uzun süredir merak ediyordum. Bu kitabın hikayesi de çok ilginç, yazarın vefatından sonra yayınlanıyor, aradan neredeyse 30 yıl geçmiş kitabın ilk basımından bu yana... Umarım kitabı okuyup bitirdikten sonra size tavsiye edebileceğim kitaplar arasında yer alır.

18 yorum:

Bocuruk dedi ki...

Pınarcım,
Ben de "İstanbullular" ı bitirdikten sonra, "safran sarı" yı okudum. Şimdi de "aurora'nın incileri" okuyorum. İstanbullular ı da safran sarıyı da çok beğendim. Orhan Pamuk okumayı bir türlü beceremedim ben. "Benim adım kırmızı" yı daha ilk 20 sayfasından sonra bırakmıştım. Bir de "Kar" kitabını yine başlayıp bıraktım. Kitap konusunda Sevgili Meral'e ve sana hayranım canım:)
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

merhaba pınar,

sizi ara ara takip ediyorum. Çok keyifli yazdıklarınız...

Kitap tanıtımlarınıza gelince bende 4 kitaptan 3'ünü okudum. Hatta üçüde sevdiğim kitaplar. Cevdet Bey ve Oğullarında Berrin karekteri (-ydi sanırım emin olamadım şimdi) o kadar ayrıntılı bir şekilde anlatılırken romanın orta yerinde yarım paragrafla ölmesi okuduğum dönemde bana çok garip gelmişti. Ama çok etkilenmiştim. Ölüm denen şeyde zaten böyle birşey değilmiydi ... Sonrasında bende tüm kitaplarını okudum. Roman olarak en sevdiğim Benim Adım Kırmızı ve Kar kitaplarıdır.. Ben de sizin gibi en kısa zmanda bir roman çıkarmasını bekliyorum sanırım yakın zamanda çıkacak...

Üniversitenin ilk yıllarında tanıştım Milan Kunderanın bu eseriyle çok hoş bir kitap arkasından filmini izleyip yakıştıramamıştım kitaba... Her zaman öyle olmuyormu? Beni sadece Yüzüklerin Efendisi Filmi hayal kırıklığına uğratmadı.. Kitabıyla paraleldi.

ELif Bit Palası çok akıcı gerçekten. ben de yakın zamanda okudum..

Off çok yazdım umarım sizi sıkmadım..

Sımmsıcak sevgiler...

Http://misss.blogcu.com

İzniniz olursa sizin linkinizi siteme eklemek isterim.

Punto dedi ki...

Orhan Pamuk kitaplarını yarım bırakanlardan biri de benim. Ben bunu yıllarca okuduğum haberlerin bende bıraktığı yorgunluğa vermiştim. Demek ki o kitapları yarım bırakanlar da varmış. Sevindim doğrusu.

Tuba dedi ki...

Milan Kundera'nin bu kitabi benim cok severek okudugum kitaplardan biridir. Orhan Pamuk'u da severim ama onun bazi fikirlerini kabul etmiyorum. Arada bir kitaplar konusunda yazmak da iyi oluyor:)). Pinar'cigim, Seni linklerime ekledim, sanirim sakincasi yoktur:)). Sen de bana link verirsen sevinirim. Sevgilerimi gonderiyorum.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Bocuruk,
Benim Adım Kırmızı, Orhan Pamuk'ın okunacak ilk kitabı olmamalı bence, Sessiz Ev, Beyaz Kale veya Yeni Hayat ile başlamanı dilerdim. "Sessiz Ev" sana en çok önereceğimdir. Önümüz yaz çünkü, havalar da ısınmaya başladı. O zaman diğer kitaplarını okurken direncin daha fazla olurdu. Bir yazarın sevdiğin kitapları hatrına, çok da beğenmediğin bir kitabına katlanıyorsun. Ama bu direnç gereken kitap senin o yazara ait okuduğun ilk kitap ise o zaman güzel kitaplarını okumayı da kaçırıyorsun. Bu da bir şans kısmet bence. İyi ki ben ilk olarak "Benim Adım Kırmızı" ile ya da "Cevdet Bey ve Oğulları" ile başlamadım diyorum:)
Bana hayran olmana gerek yok, çünkü okuma düzeylerimiz aynı, ama Meral'e hayran olmamak elde değil...
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Zerrin,
yorumunu okumaktan değil sıkılmak, büyük mutluluk duydum. Kolay mı okunan 3 kitabın da ortak çıkması... Ortak bir kitap üzerine konuşmak ne keyiflidir ve ne az yaşarız bu keyfi. 3 kitabında ortak çıkması, sizin çok kitap okuduğunuz anlamına geliyor ve bu yüzden tanıştığımıza çok mutluyum.

"Cevdet Bey ve Oğulları" için tespitiniz çok doğru. Ölüm biranda geliveriyor. Berrin(Cevdet Bey'in genç gelini)de bu şekilde dikkat çekici bir karekterken biranda siliniveriyor. Orhan Pamuk'un diğer kitaplarında da bu şekilde değil mi? Kar kitabında ki baş karekter "Ka". Kara Kitap'taki "Rüya". Sessiz Ev'deki "Kız Torun". Bunlar aklıma ilk gelenler. Şu dönem hamile oluşumdan belki karamsar kitaplarla pek anlaşamamam, Orhan Pamuk'ta Milan Kundera'da bu durumumdan etkilendiler. Çünkü bahsedilen kitapların hep çok beğenildiğini duyuyorum okuyanlarından.

Link eklemek için izin ne kelime, izninizle ben de eklemek isterim.

sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Punto Amca,
Orhan Pamuk'u yarım bırakan o kadar çok kişi var ki, ya sevenler çok seviyor kitaplarını, ya da hiç sevilmiyor. Ben "Sessiz Ev " kitabı ile Orhan Pamuk'a bir şans daha vermenizi dilerim.
Sevgiler

Adsız dedi ki...

Pınar çalışıyor musun bilmiyorum ama ben şahsen çalıştığım için (işin tembellik boyutu da var sanırım biraz da) öğrencilikteki gibi kitap okuyamıyorum maalesef. Bit palas şuanda benim de elimde. Daha çok başlardayım ama Elif Şafak'ın dili çok hoşuma gidiyor. Anlaşılır ama basit değil bence. Zaten Zaman gazetesindeki yazılarını da takip ettiğim bir yazar.

sevgiler..

(aintabsofrasi.blogcu.com)

Adsız dedi ki...

Merhaba Pınar, çok haklısın. Öyle az ki kitapların ortak çıkıp onun üzerine sohbet edebilmek. Ben bazen okuduğum kitapların tanıtımlarını yemek tarifleriyle birleştirip vermeye çalışıyorum.

Bunlardan en çok sevdiğim, okumaya doyamadığım, bitmesin diye uğraştığım bir kitapın linkini vermek isterim. Belki okumak istersin.

Bu sırada bir bebek bekliyor olmanız da apayrı bir mutluluk. Tebrik ederim.

Sizi tanımak, böyle güzel sohbet edebilmek benim için sevindirici ...

Sevgiler.

Önerdiğim kitap: Küçük ağac'ın Eğitimi --- http://misss.blogcu.com/1508725/

Adsız dedi ki...

Merhaba Pınar,ben yorum yazmakta geciktim galiba,bir sürü yorum yazılmış bile.Konu kitap olunca yorum da çok olacak tabiki,çok hoş bişey kitaba olan düşkünlük.Ben daha ortaokul yıllarında kalın kalın kitaplar okurdum,uzun yıllar okumaya devam ettim ama en az kitabı evlendikten sonra okuyorum üzülerek ifade ediyorum ama kendimi toparlayacağım ve başlayacağım.Hiç okumuyor değilim tabiki ama kasım ayında aldığım dört kitabı hala bitiremedim malesef.Neyse uzatmayayım,görüşürüz.Nazife

Nukhet dedi ki...

Merhaba Pinar
Kitaplar hakkindaki yazilar hem renk katiyor bloglara hem de bize faydasi oluyor. Orhan Pamukta Elif Safakta bizim toplumumuzda tartismali yazarlardan da olsa ben ikisini de seviyor ve okuyorum. Orhan Pamukun zor okunan bir yazar olmasi belki de onu zaman zaman farkli kiliyor. Yillar once ilk Kara kitapla baslamis ve bitirememistim. Ama iyiki yilmamisim. Benim adim kirmiziyi bile okuduktan sonra geri donup kara kitabida okuyabilirim diye dusunuyorum. Elif Safakin Bit palas da okumak istediklerim arasinda ama ne yazikki okuyabilmek icin Turkiyye gitmeyi bekliyorum.

Paylasimlar icin tesekkurler. Bu arada bebis gelmeden bol bol yatip kitap okumayi unutma. Sevgiler

Hülya dedi ki...

Kitap yazını ilgiyle okudum Pınar'cığım.Milan Kundera'yı okumadım ben de ama duyumlarım kitabın klasik olabilecek kadar iyi bir eser olduğu yönündeyken senin tesbitin de başka bir boyut kattı birden...Aslında bir çok yazar kitaplarına dehşet güzel isimler buluyor bu da o kitapları merak konusu yapıyor.Ben bu işin pazarlama kısmından bunu anladım...Yanılıyor olabilirim elbet...
Ha bu arada benim İTÜ yemeği vardı galiba.Görüşebildiniz mi ortak arkadaşımızla;)
Sevgiler...

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Naile
ben de çalışıyorum ve öğrencilik yıllarına nazaran kitap okumaya daha çok vaktim kalıyormuş gibi geliyor. Öğrencilik yılları hep bir sınavlara hazırlık ile geçiyor, ilkokul ve ortaokul sonunda bu yarışa kendimi kaptırıp kitap okumaktan uzak kaldım bana göre, şimdi ki aklım olsa üniversitenin zengin kütüphanesinden sadece proje-ödev araştırmaları için değil, roman türü kitapları ödünç almak için de kullanırdım.
Elif Şafak, yalın ama basit değil haklısın.
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Zerrin
beğendiğin kitap listesini almaktan mutlu olurum. Küçük Ağacın Eğitimi adlı kitap Sahaflara gidince ilk soracağım kitap olacak.
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Nazife
biliyormusun benim için de Ortaokul yılları en iyi okuduğum dönemdi. Dünya klasiklerini okumuştum o dönemde, sonra da hiç o dönem ki kadar okumaya düşkün olamadım. Evlilik olunca, bir yerine iki ailen, bir yerine iki çevren oluyor. Bunun dışında bir evin çekip çevrilmesinin sorumluluğu, rutin işler ve dahası..
O yüzden kitap okumak için her zamankinden çok daha fazla çaba göstermemiz gerekli.
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Nükhet
bebiş gelmeden okuyabildiğim son kitapları okumak istiyorum:) Epey bir süre fırsatım olmayacağını biliyorum. Odak noktam bebeğim olacak muhtemelen:)
Orhan Pamuk için Sessiz Ev i tavsiye edebilirim sana, en okunası, akıcı kitaplarından biri..
Elif Şafak zaten akıcı.
sevgiler

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Merhaba Hülya
Milan Kundera kitabını maalesef beğenmedim. Her kitabı okuduğunuz dönemde bulunduğunuz ruh hali de kitabı beğenip beğenmemekte çok etkili oluyor. Belki hamile oluşum ve daha pozitif bakışım, negatif bakışlı bu kitabı sevmemi engellemiş olabilir. Ama ben gene de sevmezdim sanırım, çok bölük pörçük bir romandı bana göre...İTÜ yemeğinde buluşmadık ama onun öncesinde bir grup mezunların buluştuğu grubun yemeğinde birarada idik, senin de kulaklarını çınlattık:)
sevgiler

Adsız dedi ki...

çilekli kek tarifinizi denedim ama cok kötü oldu çilekler dibe çöktü kek şekersiz vecok lezzetsiz oldu bilginiz olsun