25 Nisan 2011

GERİYE SAYIM 9.HAFTA, 2. Bebekte Alışveriş

2.bebek alışverişinde biraz daha bilinçli davrandığımı düşünüyorum. İlkinde de yanlış seçimler yapmış değildim aslında ama bazı şeyleri kullanıp deneyip gördükten sonra seçimler tercihler daha farklı olabiliyor.

Bir tanesi çocuk arabası…

Can için travel sistem çocuk arabası almıştık. İyiydi güzeldi ilk 6 ay bir yıl ama bir süre sonra hafif bir puset ihtiyacı oluyor. O vakit bir süre almadık. Hani 2.çocuk planlarda da hiç yoktu, olacağını bilsem alırdım mutlaka. İstediğim beğendiğim hafif puset de normal bir pusete göre epey pahalı kalıyordu. İdareten fiyatı uygun bir puset alınabilirdi, o vakit de Can artık çocuk arabasında durmamaya, kayıp inmeye başlamıştı. 2 yaşındayken ona aldığımız ebeveynin tutup itebileceği bisikleti o kadar sevdik ki çocuk arabasına binmedi hep onu istedi, hal böyleyken de çocuk arabasını artık hiç kullanamaz olduk, böylece puset işi de tarihe karıştı…

Ancak 2.çocukta hiç tereddütsüz alacaktım.

Çünkü artık arabanın bagajında Can’ın bisikleti de olduğundan yanına gelecek olan çocuk arabasının az yer kaplaması gerekiyordu…

Tek başıma iki çocukla bir yere gidecek olsam arabanın gerektiği yerde kolayca katlanıp rahatça taşınabilmesi için de hafif olması şartım vardı…

Bu iki özelliği taşıyıp çıt kırıldım bir şey de olmaması, uçakta bagaj atan görevlilerin hışmına da dayanıklı olması da gerektiğinden…dı dı dıt dı dı dıt....

Bilgisayarın tarama sonuçlarından çıkan araba resmi şudur…







e-bebek’den ve Mothercare’den bakıp stoklarda bulamayınca, biraz da fiyatından sebep İngiltere’den şu siteden sipariş ettik, haftasonu itibariyle de elimize ulaştı ama tabi arkadaşımız vasıtasıyla, site maalesef İngiltere dışına gönderim yapmıyor.




Alınan bir diğer ürün ise şudur.



Can’dayken her akşam iş dönüşü biberonları, süt sağma aparatlarını kaynatmak işkence idi. Bu aletle bu iş 8 dakikada halloluyor. Ocağı açık unuttum, aman boş bir tencere ayarlayayım derdi yok. 2. bebek sonrası da çalışmaya devam edeceğimi, biberonun büyük ihtimal yine hayatımızda olacağını göz önüne alıp sipariş verdim gitti. Berceste’nin bu konuda ki tavsiyesi de bu ürüne doğrudan gitmeme sebep oldu tabi. Ürünün Türkiye’de bulunmayışı yine arkadaşımız sayesinde sorun olmadı. Çocuk arabasıyla birlikte o da geldi. Aslında sterilizatör ile birlikte çocuk arabası geldi desek daha doğru…

Sterilizatörün güzel yanı paketin içinde 2 Avent biberon ve temizleme fırçası ile birlikte komple bir set oluşu. Avent ürünlerinde zaten fiyatlar Türkiye’de iki katı olduğu için bu işe sevindim açıkçası. Can döneminde BPA bilinci hiç yoktu bizlerde. Bütün biberonlar BPA lıydı, bir tek kullandığım Medela’nın ürününde BPA yokmuş. Bu sebepten yeniden biberon alacaktım zaten, bu biberonlar sayesinde bu sayı azalmış olacak. Belki birkaç cam biberon daha ekleyip biberon konusunu kapatırız.

Şu an halen unnado’da 60 tl civarına satılan İngiliz markası Slummberjack uyku tulumlarını sitede yarı fiyatına görünce keşke alsaymışım onlardan da dedim :(

Bu tür ürünlerin Türkiye’de yüksek fiyatlara satılması da çok vahim. Gelir seviyesi olarak en geride olan biziz EU ülkelerine kıyasla. En pahalı fiyatları da Türkiye’ye uyguluyorlar. Avrupa birliğine dahil değiliz anladıkta gümrük birliğine gireli çok oldu. Nedir bu fiyat uçukluğunun sebebi??? Nüfus desen, alım potansiyeli desen bir eksiğimiz yok bu ülkelerden, fazlamız var belki de… Bu fiyat farklarına sebep olan zinciri tamamlayan hangi halka merak ediyorum.


Beni fiyatıyla şaşırtan tek yabancı marka Unnado’da gördüğüm Thebabasling olmuştur. İngiltere’deki ünlü siteden bile çok azda olsa daha uygundu fiyatı, üstelik bir İngiliz markasıyken…

Sanırım biraz marka konumlanması var işin içinde. O dönem Türkiye’de imal edilen slingleri inceledim. Yaz günü kumaş örtüleri altında kalmak istemedim. Sade bir şey olsun benim tüm vücudumu kaplamasın dedim. Bu konuda en sadeleri Thebabasling ve Ergobaby idi. Ancak Ergobaby’nin ilk 3-4 ay kullanma imkanı yoktu. Ben ise esas bu dönem için sling istiyordum. Evdeyken bebeği benimle birlikte her yere taşımak, yemek yapmak, Can ile ilgilenmek aynı zamanda, ev süpürmek belki de… Can’da iken bu sorun oluyordu. Sürekli emzirmek ya da kucakta durmak istiyordu. Memede uyuya kalıyor, ayırıp yerine yatırdığım anda uyanıyordu. Sanırım bebekler bu dönemde anneye yakın olmak o kucakta kalmak istiyorlar. Canımın bir gün limonlu kurabiye çektiğini hatırlıyorum. Kurabiyeyi çok zor şartlar altında Can’ın ağlaması eşliğinde yapabilmiştim. Elim hamura bulanmıştı bir kere. O kadar da basit sıradandı ki tarif. Ona bile vakit yoktu… Yemek işi akşam babamız geldikten sonraya kalıyordu.

Ergobaby’nin ilk 3-4aya yönelik bir yenidoğan adaptörü var ancak yaz mevsimi için çok çok kalın bir aparat. Yaz sıcağında kullanmanın imkanı yoktu hem benim hem bebeğin rahatı için. Bu sebepten belki de geçici bir dönem için kullanacak olsam bile Thebabasling’e karar verdim. Can’da ki deneyimlerim 2. bebekte de oluşursa ürünü tepe tepe kullanırız gözüküyor.


Sling işini bebek de sever ise bir sonraki slingimiz bebeğin de ağırlık gelişimine bağlı olarak Ergobaby ya da Lillebaby olacak. The babaslingin dezavantajı ağırlığı tek omuza bindirmesi çünkü… Bebek büyüyüp ağırlaştıkça uzun yürüyüşlere çıktığımızda bize daha ergonomik bir ürün gerekecek. Bunu o dönem ihtiyaca göre temin etme niyetim var.
Lillebaby Sling

Ergobaby Sling


Ve son olarak emzirme önlüğü, Can’da iken emzirme yastığını çok geçmeden sipariş edip gerçekten büyük memnuniyetle de kullanmıştım. Bebek ufakken rahatlıkla taşınıyor ancak ilerleyen aylarda emzirme süresi de uzun olunca kollara büyük yük biniyordu. Emzirme yastığı bu işi mükemmel çözüyor.


Aynı yastığı kısmetse yine kullanmaya devam edeceğim. Emzirme önlüğünü ise daha sonraları görmüştüm internette. O vakit Can 1 yaşını geçmişti sanırım. Aslında ürüne ihtiyacım da vardı ama idare ettik almadık yine… Şimdi ise alıp hazır ettim bile. Köşe bucak aramayıp bebeği emzirebilmek istiyorum rahatça… İncecik bir ürün olması da güzel yazın sıcağında bizi bunaltmayacak… Aslında çok basit bir ürün, evinizde bile yapabilirsiniz. Ancak fiyatı da bir o kadar makul olunca ne gerek var uğraşmaya diyor insan. Uğraşmak isterseniz evinizde çeşit çeşit emzirme önlükleri yapabilirsiniz kendinize. Dikdörtgen bir kumaşa kumaş bir şerit ya da kurdela geçirmeniz bile yeterli olur sanırım.



Geriye sayımda son 9 haftayı alışveriş notlarıyla aktarmış oldum...

9 yorum:

nohut oda dedi ki...

hayırlısı ıle kucagına alırsın ınsallah..hımm senın baby showerın oldumu ben kacırdımmı yoksa:)

Berceste dedi ki...

Emzirme onlugunde plastik bir apara var, cocugun uzerine dusmuyor boylece kumas, o onemli dikmek isteyen olursa! Nereden biliyorum, bizim bocuk emecek hayali ile ilk aldigim seydi! Hic kullanilmadan kaldi.

Araba icin hala Bugaboo diyorum :)

Avent'i asla asla tavsiye etmiyorum, yanlis anlasilmasin. BPA'siz olanini bile! Cam biberondan gayrisi YALAN! Gecenlerde Acalya sana gore deyip su yaziyi yollamis http://mightynest.com/blog/is-bpa-free-plastic-safe Mutlaka okuyun!

Sling icin de Ergo super. Tek dezavataji cocuk one dogru bakamiyor ama o da tasima ergonomisi ile ilgili. Yani oyle olmazsa agirlik merkezi degisecek ve yuk gene bele binecek! Yuku bele bindirmeme meselesi ilerleyen aylarda cok onemli! Belden gazi olmus biri konusuyor :P Ama sorumlusu elbet sling degil.

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Nohut Oda olmadı daha baby shower, son 3 haftaya bıraktık o işi:)

Berceste, evet doğru bir de plastik bir aparat var, çocuğun anneyi seyredebilmesini sağlıyor.

Bugaboo'nun katlandığında biraz geniş durması bir de fiyatıydı bizi caydıran:) Bagajda bir scooter, bir bisiklet ve kaskı da sürekli duruyor artık. yanına bir de çocuk arabası gelecek, alışveriş poşetleri için de yer kalmalı:)

Kalan biberonları ben de cam alacağım, Chicco sanırım tercihimiz olacak doğum sonrası.

Ergobaby'e kafamız fazlasıyla yattı. Bebek 3-4 aylıkken alırız onu da.

Berceste dedi ki...

Yalniz anneyi seyredebilmesini degil, rahat nefes almasini sagliyor. Boylece yuzune gozune gelen ortu ile sinirlenmiyor. Hos buyudukce ne kadar basarili oluruz bu konuda bilmem :(

lezzetyolculugu dedi ki...

şaka maka 9 hafta kaldı Bakalım can paşa kardşini nasıl karşılayacak.Bence Can kıskanmaz sakin bir çocuk ama babasının coşkulu kız çocuk merakı yüzünden biraz durum değişebilir.Allah bir avazda kurtarsın Pınar'cım :)

ÇokBilmiş dedi ki...

Türkiye'de ürünlerin pahalılığı ile ilgili Kitubi bugün bir yazı yazmış :http://www.kitubi.com/2011/04/28/pahali-turkiyem/

Gümrük Birliği'ne girmiş olmamız bence zaten asıl sorun. Girdiğimiz günü dün gibi hatırlıyorum. Başbakan Tansu Çiller miting meydanında elinde cep telefonu mikrofon başına müjdeli haberi alıp seviniyordu. And the Oscar goes to... :)
Oysa biz Gümrük Birliği'ne farklı bir biçimde dahil olduk. Biz birlik dışındaki ülkelere, birliğin belirlediği fiyatlardan başka fiyatla satım yapamıyoruz ama Gümrük Birliği içindeki üye ülkelerden gümrüksüz alışveriş yapamıyoruz. Bu koşullarda alınan ve bu koşulları kabul edne tek ülkeyiz. Saçma sapan...
Nasıl olup da ekonomi hocası olduğunu anlayamadığım Tansu Çilleri saygı(!) ile yadediyorum.

ÇokBilmiş dedi ki...

Pınar bak üşenmedeim oturdum Londra'da ne yedik içtik diye yazıyorum :))

Abuk Kraker dedi ki...

Bugün sterilizatörü İrem Bebe'de gördüm ama fiyatını bilmiyorum. Pek tabiki siz çok daha ucuza almışsınızdır.:)

Pınarın Kulubesi dedi ki...

Emel 8 hafta kaldı şimdi de. Can nasıl karşılayacak merakla ve sabırsızlıkla bekliyorum gerçekten. Ailecek bu yeni bebeğe alışmaya çalışacağız. Can'da bu dua çok tutmuştu. İnşallah bu doğumda da yine aynı şekilde bir avaz durumu olur:)

Adaşım,
Olay aynen kitubi'de olduğu üzere.
İthalat işlemleri de uğraştığım için gümrük vergisi durumları olmadığını biliyorum. Yani Avrupa'dan gelen malzemeleri sıfır vergi ile alıyoruz. Ancak uygun fiyatlarla bunlar tüketiciye ulaşmıyor işte. Ya ihraç eden ülke firması yüksek fiyattan satıyor. Ya da bizim ülkemizde ki aracı firmalar kar oranlarını biraz abartıyorlar.

Abuk Kraker,
evet ben de sonradan farkettim. Bu ürün Türkiye'de satılıyor ve neredeyse UK'deki fiyatın 4 katına:(