26 Şubat 2007

ATATÜRK ARBORATUMU

ATATÜRK ARBORATUMU
Sizlere İstanbul'un gizli köşelerinden birini tanıtmak istiyorum. Bilenleriniz vardır ama birçok kişi bu güzel köşenin varlığından bile habersiz. Bir botanik bahçesi var İstanbul'da... Maslak'tan Sarıyer'e doğru giderken, Bahçeköy sapağından sola dönüyorsunuz. O yol sizi Bahçeköy'e götürüyor. Bu yol aynı zamanda Belgrad Ormanı'na giden yol... Bahçeköy merkezine ulaşınca devam edip, ilk sol sapağın olduğu yerde "Atatürk Arboratumu" tabelasını takip edin. Ağaçların arasında biraz ilerledikten sonra yine solda kalan girişini göreceksiniz. İçeriye arabayla giriş yapılmıyor, kapıda bırakabileceğiniz yer müsait. Buraya yaya olarak gitmek de mümkün. Sarıyer'den ya da 4.Levent'den Bahçeköy otobüslerine binerek, Bahçeköye varınca inip 5-10 dk yürüyerek de buraya ulaşabilirsiniz.Arboratum'un Türkçesi, Botanik Bahçesi demek. İçinde çeşit çeşit ağaçlar, çiçekler var. Yanlarında küçük bir tabela ile isimleri ve menşeileri yazıyor. Hafta için sabah erken saatlerden hava kararana kadar açık oluyor ve giriş ücretsiz. Haftasonu ise ya arayıp rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Rezervasyonuda minimum 20 kişi için yapıyorlar. Ya da haftasonu girişleri için bir miktar ücret ödeyerek üye olmanız gerekiyor. Mutlaka gidip görün derim. Sizi biraz teşvik etmek için fotoğraflarını ekliyorum. Yolum ne zaman Maslak ya da Sarıyer civarına iş için düşse, ufak bir zaman yaratıp, Arboratuma gitmeye çalışırım. Sessiz sakin bir ortamda yürüyüş yapıp, sandviç türü yiyecekler tüketebilirsiniz. Eğer sandviç hazırlamaya vaktim olmamış ya da Arboratum'a gideceğim aklımın ucundan geçmemişse Bahçeköy'de ki fırından taze simit alırım. Bu fırının ekmeklerini de tavsiye ederim. Kepekli ekmeği çok doğal ve lezzetlidir. "Tad Doy" fırını idi sanırım. Zaten Bahçeköy girişinde 2 fırın var. Bu isme yakın olanı tercih edin:)
Bu arada fazladan bir simit almayı ihmal etmeyin. Arboratum'a girince ne demek istediğimi anlayacaksınız:) Son gidişimde, benden başka ziyaretçiler de vardı ama bunlar 4 ayaklı havlayan türünden:) Köpekleri atlasanız, göldeki ördekler var, sizin her adımınızda takip ediyorlar:) Bu arada beni takip eden köpeğin ördeklerle hiç arası yoktu. Elimdeki simidi kiminle paylaşsam kararsız kaldım:)
Ağaçların arasındaki göl kenarına oturup simidinizi ya da sandvicinizi keyifle yiyebilirsiniz. Piknik yapmaya, mangal yapmaya izin yok ama sandviçinizi alıp yemek için gelebilirsiniz buraya. Eski işyerim Maslak'ta idi ve öğle aralarında sandviç yaptırıp buraya gelirdik arada bir. Bize de işyerinden bir arkadaş keşfettirmişti.
Haftaiçi kimse olmuyor bahçede, sessiz, sakin... Ama o kadar ayrı bir dünya ki burası. Avrupa'nın güzel parkları ile yarışacak nitelikte.. Üstelik bu zenginlikte Ağaç çeşidini bulamazsınız Avrupa'da... Keşke bu tür yerler daha çok olsa ülkemizde ve bu şekilde korunmuş olsa. Bu botanik bahçesi Atatürk'ün emri ile kurulmuş. Ne güzel düşünmüş. Türk milletine çok güzel bir armağan, bıraktığı daha bir çok güzel armağan gibi...

19 Şubat 2007

YE #19 KEK YE: ÇİKOLATA SOSLU CEVİZLİ KEK

Sizler için bu çikolata soslu kek tarifini paylaşmaya karar verdim. Basit bir keki bile çok güzel bir görünümde sunabilirsiniz.

ÇİKOLATA SOSLU CEVİZLİ KEK

Malzemeler:

Kek İçin:

  • 3 yumurta
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 paket vanilin
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 su bardağı kırılmış ceviz
  • 1 çay bardağı süt
  • 2-3 yemek kaşığı yoğurt
  • Aldığı kadar un

Çikolata Sos:

  • 1 paket Dr. Oetker Çikolata Sosu
  • 500 ml süt (2.5 su bardağı)
  • Üzerini süslemek için fındık ya da ceviz kırığı

Yapılışı:

Şeker ve yumurtayı köpürene kadar çırpın. Sütü, yoğurdu ve sıvı yağı ekleyip çırpın. Tarçını, vanilyayı ve kırılmış cevizleri ekleyin. Kabartma tozunu ve en son unu, koyu kek kıvamı olana kadar yavaş yavaş ekleyin. Karışımı yağladığınız kalıba dökerek, önceden ısıtılmış fırında 180 derecede pişirin. Kürdan testi ile içinin piştiğinden de emin olun. Ben slikon kalıp kullandım.

Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.

Çikolata sosunu, süt ile hazırlayın. Soğuyan keki, ızgara telinin üzerine bırakın. Altına bir tepsi koyun. Kekin üzerine çikolata sosunu dökün. Alta dökülen çikolata sosunu tekrar üzerine dökün. Kekin en üstünü fındık ya da ceviz kırıkları ile süsleyin.

Afiyet Olsun.

17 Şubat 2007

BU NEDİR?



Ben de Lama gibi soruyorum. Bu nedir? Tahmin edip, doğru bilenlere bir ödül de var:)
Sizlere biraz yardımcı olabilmek için küçük ve aynı zamanda büyük bir ipucu:
Bu, bir çeşit börek:))
Sevgililer gününe yetişmeyen, kendim yapamayıp, yapılan yeri bulup, sipariş usulü yaptırdığım, hayatımın en güzel Armağan'ına benden bir armağan idi. Ama tattıktan sonra öğrendik ki orjinali böyle değilmiş. Sanırım yöreye göre yapılış usulü değişiyor. Pes etmek yok, orjinalini de, tarifini bulur isem kendim uğraşır yaparım.
Herkese güzel bir haftasonu diliyorum.
Pazartesi günü Kek etkinliğinde görüşmek üzere...

12 Şubat 2007

HAFTASONU

haftasonu sahilde
Güzel bir hava vardı haftasonu İstanbul'da. Fırsatı değerlendirip Emirgan sahillerine inenler arasında benle eşim de vardık. Bahar gelmiş gibi güneş ve ılık havada cekete-monta ihtiyaç duymadan dolaştık bir süre. Güneş yüzünü biraz çekince hemen soğudu hava. Tekrar ilk durak noktamız Balta Limanına döndük. Haftasonu sahil trafiği çok kötü oluyor. Sahile giden en kestirme ve trafikten arınmış yol; 2.köprü ayağından Balta Limanı tabelasını takip etmektir. Hemencecik Balta Limanı sahiline varırsınız. Araba park etmek için gayet sakin güzel bir köşedir üstelik. En güzel istikamet sol kolunuza doğru yürümektir, yani Emirgan tarafına. Haftasonu havanın güzelliğinden ve sanırım balık için uygun bir zaman olmasından sahil boyunca sıra sıra balık tutmakla meşgul birçok kişi vardı. Onları seyretmek de apayrı bir keyif, kimisi ailece gelmişlerdi. Herkesin tuttuğu balıkları biriktirdiği kovalar çeşit çeşitti. Yalnız yürürken dikkat etmelisiniz yoksa bir oltaya takılıp hem balıkçı arkadaşın ipini koparabilirsiniz hem de kancası giysinize dolaşabilir. Ama oltacıların arasından geçmek ayrı bir keyiftir. Oltalarını denize savuruşları için durup yol verir beklersiniz keyifle...
Yürüyüş yolunda biraz daha ilerleyince ünlü Çınaraltı Kahvesini görürsünüz sol tarafınızda. İçinizden oturup mola vermek de geçebilir ya da benim yaptığım gibi yürüyüşe devam edip, Emirgan otobüs durağının olduğu yerdeki çocuk parkında, banklardan birine oturmayı tercih edebilirsiniz. Hem daha sakin olacaktır hem de oynayan çocukları seyretmenin keyfini yakalayabilirsiniz:) Bu sakinlikte kitabınızı güzel hava eşliğinde okumak da cabası.
Eğer kitap okumak değilse niyetiniz, molayı kısa tutup, Sakıp Sabancı Müzesine gidebilirsiniz. Moğol İmparatorluğu ile ilgili bir sergi var şu günlerde.

Her gün köprüden geçerken imrenerek baktığım sahillerde dolaştığımı farkedince sanki bir mucize yaşıyormuş gibi hissettim. Çok keyifli idi çok. Yürüyüşte yaptığım diğer şey ise sahil boyunca mütevazi evleri incelemek oldu. Hep yaşlı yüzler vardı camlardan bakan. Ordaki hayatları ve gündelik hayatı düşündüm şu anki okuduğum Cevdet Bey ve Oğulları'ndan etkilenerek biraz da. Emirgan'dan sonra ise ne yazıkki kapalı kutu gibi olan villalar başlıyor ve yönünüzü tamamiyle sahile dönüyorsunuz bu sefer. Balta Limanı ise çok içten ve sakin. Önünde ufak bir bahçesi olan denize bakan evler ve eskiliğin, yaşamışlığın getirdiği izler var o evlerde. Balta Limanı civarında ikamet ediyor olmayı isterdim.

Cumartesi akşam üniversiteden arkadaşımın evinde toplandık. Arkadaşımın ilk davetiymiş bu, evleneli 7 ay oluyor, çok heyecanlıydı:) Güzel sohbetle geçen bir akşam oldu. Bize bu güzel sofrayı hazırlamıştı. İlk sefer için gayet iyiydi bence. Tabi bana sorsanız bazı kusurlar bulabilirim ama kendimin ilk vakitlerini düşünüyorum da arkadaşlarımı davet etmiş ve sadece makarna yapmıştım onlara:)) O yüzden arkadaşım ilk misafir ağırlamasını başarılı buldum:)Şu halime de bakın, burnum ne çok büyümüş benim de başarılı buldum filan diyorum:)
melihalarda
Bu haftasonu benim için güzel kahvaltılar demekti bir de. Cumartesi sabahı şirkette çok mükellef bir kahvaltı etkinliği yapıldı. Haşlanmış ve yağda yumurtalar, kaynamış süt, domates, salatalık ve tulum peyniri ile çok güzel bir kahvaltı yapmış oldum. Önceki gün akşamdan da eltimlere gidip balık ziyafeti çektik. Fasulye tanem güzel beslendi bu hafta:) Neyse ki et türlerinden en azından balığı yiyebildiğim için seviniyorum. Benim de balık pişirmeyi öğrenmem gerekiyor. Sanırım fırında pişenleri tercih edeceğim.

Pazar sabahı geç bir uyanış, yaşasın:)Bütün hafta boyunca sabahları yataktan çok zor kalkan ben, yine aynı güçlüğü Pazar sabahı da yaşadım.
Pazar sabahı ise evimizde çok güzel bir kahvaltı yaptık. Köşelere saklanmış ekmek kızartma makinesini çıkardım önce. Böylece taze kızarmış ekmekle kahvaltımızı yaptık. Kızarmış ekmek, güzel bir kahvaltı için baştacı bence.
Ve sabırsızlıkla beklediğimiz LOST dizisinin 7 Şubat da yayınlanan yeni bölümünü ele geçirdik:) Kahvaltıdan sonra onu seyredip yine Lost olduk:) Dizi ilerliyor, olaylar çözüleceğine iyice arap saçı haline geliyor ve biz kopamıyoruz bu diziden:( Oyuncular ve kurgu çok iyi.

Pazar günü yine hava güzel pırıl pırıldı, evimizin karşısında ki parkta birçok aile piknik yapıyorlardı, biz de durmayıp çıktık Haliç boyuna... Haliç suları temiz değildi ama parkları çok güzel hala. İnsanlar çeşit çeşit ve ayrı havadalar benim çok hoşuma gidiyor bu manzara. Sevgilisi ile gelenler, ailecek çoluk çocuk gelenler, içki eşliğinde memleket meselelerini konuşmak için gelenler:)
Yürüyüşten sonra bir banka oturdum. Yine kitap okumak için güzel bir ortam. Hava biraz üşütünce eve döndük.

Epeydir ilk defa mutfakta yeni birşey denedim. Çok kolay geldiği için Serinmavi'nin Mini kedi dili kuplarını yaptım. 1 paket Çilekli pudingi yapıp ikiye kestiğim kedi dilleri ile birlikte dondurma kaselerine paylaştırdım. Kalıptan çıkarmayıp bu şekilde servis yaptım. 1 paket puding ve 12 kedi dili bisküvisinden 4 kup çıkıyor. Resimlerini kek etkinliği için fotoğraf düzeneğini kurunca birlikte çekeyim istiyorum. Dün akşam çektiğim resimlerden pek memnun kalmadım çünkü... Bir gecede buzdolabında beklemeleri daha güzel olur sanırım.
Akşam film seyredelim dedik, malum tembellik de var, geçen haftaki filmlerden de çok memnun kalınmıştı. Ama 3-4 filme başlayıp bıraktıktan sonra pes ettik çünkü filmler maalesef 1-2 saatimizi harcayacak kalitede değillerdi.
Biz de evlendikten sonra ilk defa birşey yaptık. Sıkı durun. Televizyon seyrettik:) Ben gazetede reklamını gördüğüm Pop Star Alaturka'yı önerdim. Kanalları dolaşırkende bahsi geçen Buz Dansı yarışmasını gördük, Asena'yı ,Zeynep Tokuş'u buz üstünde kayarken seyrettik. Her iki programında reklamları çok uzun sürdüğü için iki kanal arasında gidip geldik. Ama bunun tekrarını yapmayı düşünmüyoruz. Bülent Ersoy belki bir şarkı okur diye heveslenmiştik ama maalesef böyle birşey olmadı. Buz dansı için ise profosyonellerin kayışlarını seyretmeyi tercih ederim. 2 dakikalık bir gösteriyi izlemek için jurinin onca laf kalabalığını dinlemeye ve dakikalarca süren reklamları izlemeye değmez.
İşte benden size haberler:) Eskiden gün aşırı sayfamı güncelleyen ben, artık haftada bir ancak metin ekleyebilir oldum. Önümüzde ki günlerde sayfamı daha sık güncelleyeceğim inşallah. 2 gün sonra ki kek etkinliği için bu akşam çalışmalara başlıyorum:)
sevgiler

5 Şubat 2007

BİR İMZA; SİNEMA; YENİ DENEMELER

Sonunda çok istediğim imzaya kavuştum:) Bir anda aklıma geldi, neden olmasın dedim ve oldu. Orhan Pamuk'tan bu imzayı almak beni çok mutlu etti, yurtdışı gezisine gitmeden bu imzayı alabildiğime çok seviniyorum. Hrant Dink'in ölümünün ardından aldığı tehditler için de çok üzülüyorum.

Haftasonları geldiğinde kolumu kaldırmak istemiyorum. Depresif bir halde eve kapanıp uykuyla uyanıklık arasında geçirmeye meylim var. Eşimin ısrarlarıyla gezintiye çıktık, Osmanbey, Şişli ve Taksim... Sinemaya gittik.

"Beynelmilel "filmini görmenizi tavsiye ederim. Daha önce "Babam ve Oğlum" filmini görüp de beğenenler aynı beğeniye bu filmden sonra da kavuşacaklardır. Mizah, Dram ve Siyasi göndermeler bir arada.. Filme girmeden önce hiçbir fikrimiz yoktu. Böylesi de çok daha güzeldi. Tamamen süprizlerle karşıladı film bizi ve gözlerim yaşlı da olsa memnun ayrıldık salondan... Film hakkında illa da bilgi edineyim, öyle gideyim derseniz site adresi şu şekilde:
www.beynelmilel.net
Bu gezi bana çok iyi geldi, her ne kadar aldığımız kestaneler pişmemiş çıksa, ve hava yürünemeycek kadar soğuk olsa da:)
Sonra eve gelip biraz kitap okuyayım derken, biliyorum daha çabuk uyuyabilmek için yapıyorum bunu son zamanlarda:) Erkenden uyuya kaldım. Erken uyuyunca sabahın kör karanlığında uyanıyorum ve yine mahmurluğu üzerimden atamayıp saçma sapan rüyalar görerek uyku-uyanıklık arasında dolanıp duruyorum. Bezelye tanem ile birlikte uyku düzenim yerle bir oldu.
Pazar günü yine eltime kahvaltıya gittik. Ben artık birçok şeyi yiyemez durumdayım. Eskisi gibi yemek yemekten de keyif almıyorum:( Acıkma duygusunu unuttum. En azından sofra fotoğraflarını bizimle paylaşabilirsin diyebilirsiniz ama yemek resmi çekmekte hiç içimden gelmiyor...
Geç kahvaltının ardından bir nikaha gittik eşimle... Ardından eve gelip yine uyku... Neyseki bu sefer hava kararmadan kalkabildim. Akşam yemeğinden sonra bu sefer de evimizde ki sinemada "Narnia Günlükleri"ni seyrettik.
narnia
Fantastik bir macera, daha çok çocuklar için yapılmış ama hepimizin içinde ki çocukluğun farkına varan film yapımcıları biz büyükleri de filme çekmeyi çok iyi başarmışlar.

narnia 2
İşte büyülü dolap...

narnia 3
Ve en çok sevdiğim kısmı.... Karla kaplı harika bir beyazlık, ağaçlar...

Hepimizin bildiği çok ünlü Harry Potter 'ın yazarı şunları söylemiş:
‘Harry Potter’ kitaplarını yazarken ‘Narnia Günlükleri’ kitaplarından esinlendim.” [J.K. Rowling]
Yüzüklerin Efendisi’ ve ‘Harry Potter’ serilerine rakip olan ‘Narnia Günlükleri’nin dünya çapındaki kitap satışları 100 milyon adeti bulmuş. Bence hem Yüzüklerin Efendisi'nden hem de Harry Potter'dan çok daha güzel bir film... Güzelliklere daha fazla yer var bu filmde...

Geçen hafta gelecek misafirlerim için yeni tarifler de denedim.
Evcini'den Limonlu Kek... Maalesef lezzeti çok güzel olmasına rağmen ortası yine çöken bir kekim oldu. Ben artık kek yapmaktan korkar oldum. Açıkbüfe'den Bocuruk'un da tavsiyesi ile Naneli Çikolatalı Muffin yaptım. Neyse ki muffin işinde hiç hayal kırıklığı ile karşılaşmadım. Sanırım etkinliğe muffin ile katılacağım.
Bunları zor yapabildim, misafirlerime pastaneden hazır şeyler ikram etmek istemedim. Resimlerini ise çekmek hiç içimden gelmedi. Muffinlerim gayet de şirin olmuşlardı oysaki..
Herkese güzel keyifli enerji dolu bir hafta diliyorum...