14 Ekim 2007

BAYRAM, YAĞMURLAR VE SESSİZ GEMİLER

Bu bayramda sabırsızlıkla beklediğim tek şey yağmurlardı. En mutlu geçirdiğim anlar pencere önünde yağmuru seyrederken geçirebildiğim zamanlar ile yarı uyurken gelen yağmurun balkon çatısına bıraktığı sesleri idi.

Can ile bu bayram hiç kolay geçmedi. Aramam gereken birçok yeri, en azından bir mesaj göndermem gereken bir çok arkadaşı, yakını habersiz bıraktım bu bayram. Kendi derdine düşmüşler misali...

Anne ve babamın iyice yaşlandıklarını farkettim bu bayramda. Annemin ağır işiten kulakları ile iyice katmerlendi üzüntüm. Annemler bizde olduğu için ve Can'ı görmek için ziyarete gelen abimler ile olay başka bir boyut kazandı. Ev ahalisine yemek ve ikram gerekiyordu. Can'dan fırsat bulabildiğim her dakika mutfağa koşup birşeyler pişirip taşırmaya çalıştım. İşin sonunda yetişemeyip bunalıp stres yükledim bedenime... Mutfak telaşımın son eseri ise Ayşem'in tarifiyle uzun süredir yapmak istediğim, yanmış fındıklı kurabiyeler idi. Özenerek annemlere yolluk olarak yaptığım kurabiyeleri fırına verip Can'ı emzirip tekrar fırına baktığımda yanmış hali ile karşılaşınca suçu fırına yakın oturan ve aynı zamanda bilgisayar kullanmakla meşgul olan eşime buldum, kokusunu alıp da, farkına varmadIğı ve haber vermediği için... Kızgınlıklardan o da nasibini aldı. Can ağladıkça sürekli "Pınar! Annesi gel hadi" diye seslenen ev ahaline kızdım. Tek çözüm üretebilen bendim, çare bendeydi sanki. Bizim ki gazı da olsa, altı pis ya da pişik de olsa, huzursuz da olsa süt emmeye başlayınca susuyor çünkü. Şu süt anne geleneği bizde de olsa diye geçirdim içimden, arasıra bir süt anneye bırakabilsek hiç fena olmazdı.
Sonuçta, pozitif bakış gitti. Negatif bakış geldi. Can'ın altı pişik oldu. Emzirme probleminden bir yere çıkılamadı. Önce ki Ramazan Bayramında bütün komşuları ziyaret edebilmişken, bu bayram kapı komşumuzla bile ancak ayaküstü, kapı önünde bayramlaşabildik.
Bütün bunların sonucunda yetişememek ve özgür olamamanın verdiği duyguyla arttı kızgınlıklar, taştı, başağrısı oldu. İşte bu fotoğraf anlatıyor hissettiklerimi, varın siz yorumlayın.

Fotoğrafın sahibi babamız...


Ve yağmurlar geldi. Derde derman, bana nefes oldu. Bayramın 3.günü toparladım kendimi, anne ve babamı yolcu ettik ama içimde pişmanlık kaldı, bütün bu stresi onlara da yansıttığım için. Sakin ve huzurlu kalmayı başaramadığım için kızdım kendime...

Can da daha huzurlu bugün...

Dışarısı soğuduğu için gene çıkamıyoruz bir yere ama yağmuru seyredebilmek de güzel...

Sessiz sakin evde huzurlu olabilmek de güzel... Sessizliği seviyorum, gemileri seviyorum...

16 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba canım,aynen burda da yağmur var ve ben az önce pencereden yağmuru izliyordum.yoğun geçen 2 günün ardından bugün bizde evdeyiz,eşimin tercihi idi.Ben evde olmayı hele de yağmurlu hava da sevdiğim için memnunum halimden.Pişman olmana gerek yok senin stresli olman çok normal yoğunluklar bebek...ben bile şu rahat halimle stresliyim.bu artık kaçınılmaz bişey günümüzde.tekrar bayramın mübarek olsun,sevgiler. Nazife

Bocuruk dedi ki...

Canımmm, o kadar iyi anladım ki seni, hislerini. Ben de rahat olmayı beceremeyip huzursuzluğumu, kızgınlığımı hiç de haketmeyen en yakınımdakilere yansıtırdım. Senin şu anda içinde bulunduğun dönemde o kadar normal ki bunlar. Eşin de, anne ve baban da anlamışlardır inan bana. Mükemmeliyetçi olmaz, rahat olursan bunlar çok azalacak. Ben de bugün teyzemi ve onun oğlu ile gelinini ağırladım. Minik bir bebekleri var onların da. Hepimiz yemeğe oturmuşken bebeğimizin annesi emzirme telaşına düştü ve bizler ana yemeklere geçtiğimizde o daha çorbasını yeni içiyordu. Yani inan herkes aynı şeyleri yaşıyor ama geçecek bu günler. Bu zorlukları unutacaksın. Zaten düşünsene unutulmasa zorluklar, ikinci belki üçüncü çocuk düşünebilir miydi anneler?
Senden ve Can'dan haber almayı seviyorum Pınar!
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

slm pinar,yazilarinin sessiz takipcisiyim,can dogduktan sonra sayfayi okumadan edemiyorum,Allah Anali Babali büyütsün..biliyormusun yasadiklarimi senden duyuyorum ayni duygulari ayni stresi ayni kizginligi ayni pismanligi yasadim,dogum yaptigimda bütün aile hucum etmisti bana,inan o stresi unutamiyorum ,anneme bagirmalarimi sonradan pisman olmalarimi ,stresten sütüm bile kesilmisti,,önerim sakin hersey icin kendini strese sokma,stres bebegede yansiyor ve huzursuz oluyorlar ,tek düsünmen gereken suan cocugun ve onun gelisimi,,

aysegül...

Punto dedi ki...

Daha yolun başı Sevgili Pınar. Keskin virajlar, dik yokuşlar, dik inişler, yağmur, çamur, kar hepsi bekliyor sırada. Önemli olan bu zorlukları geçerken sabırlı olabilmek. Hem sabırlı olmak hem de zorlukları aşarken hayatın bu yüzünden de mutluluk çıkarabilmek. Yengeç burcu olduğuna göre bunları yapabilecek gücün de var.

munevver dedi ki...

Pınar'cığım, senin yaşadıkların, duygusallığın, hassaslığın çok normal. Hepimiz yaşadık bunları. Şimdi senin yardıma ihtiyacın var. Her şeyi kendin yapmak istiyorsun. Ama bu mümkün olmuyor. Bazı şeyler aksayacak. Bunu kabullenmelisin. Şu bir kaç aylık dönem bitinceye kadar. Sonra düzenini kuracaksın. Bu dönem geçici.
Sabırlı olmalı, kendini yormamalı, bazı şeyleri dert etmemelisin. Olabildiği kadar olsun her şey.

Yanaklarınızdan öpüyor, kolaylıklar diliyorum.

Sevgiyle, Nane Limon

MUTFAKTA HOŞ SEDA dedi ki...

Pınarcığım senin yazılarını merakla okuyorum doğum yapmış bir annenin neler yaşayabileceğini az çok duysakta senin yaşadıklarını sayfandan yazman çocuk düşünenleri bilgilendirmiş oluyor dün senin yazını okuduktan sonra sabah gazetesinde elif şafak röportajını okudum bütün gün şimdi çoçuğum olsa ne yaprdım diye düşündüm,senin yaşadıkların hem çok güzel hemde zor zamanlar ama inan annende diğer annelerde bu dönemi yaşamışlardır seni anlayabilirler onun için kendini suçlama uykusuzluk,alışılmamış duygular bazen bizi daha sabırsız hale getirebiliyor ama sen bunun da üstesinden gelirsin Can o tatlı gülümsemesi ile sana ilaç olacaktır.
sevgiler

ruchan dedi ki...

Bayramı böyle stresli geçirmene üzüldüm... Ama üzülme sakın çünkü sen anne oldun ...

Hülya dedi ki...

Seni o kadar iyi anlıyorum ki.Klasik olacak ama hep yaşadık demek istiyorum.Demek ki analığın ilk adımları hep böyle telaşlı,meşakkatli.Hem kaldı ki annelik bize öğretilmiyor ki.E o zaman?Bu herşeyi eskisi gibi yapmalıyım telaşı neden?Bırak olduğu yere kadar.Diyorum ama sor bana bakalım ben yapmış mıyım?
İnsan bebeğini doğurduktan sonra da aynı hayatına devam etmek istiyor Pınar.Anneler devam edemiyor ama babalar daha bir şanslı bu konuda.Birazcık çocukla ilgilenselerde en küçük sıkışıklıkta adımızı sayıklamaya başlıyorlar ve ben buna çok sinir olurdum."Adımı değiştircemmmm"diye avaz avaz gezerdim evde.
Zor ama güzel işler.

Çocukla biri 5 dk.ilgileniverse diye gözünün içine çok baktığımı bilirim.Bir de "Emmek istiyor"diye ha bre beni çağıranlara ne kadar gıcık kaptığımı da bilirim.
Büyük bir değişim sonuçta.Çıkış yollarını bulacaksındır eminim.Üzme kendini....

gülriz dedi ki...

Canım Pınarım, yazını okudukça üzüldüm, bir yandan da kendime kızdım, seni yapayalnız bıraktığım için, bir telefon edip "birşeye ihtiyacın var mı?" demediğim için... Lütfen birşeye ihtiyacın olduğunda, bir alo de, lütfennn, elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım, lütfen ara canım beni. Bir de belki söylemesi kolay ama boşver işi gücü, Can büyüyünce de çeşit çeşit yemekler yapabileceksin, misafirlerini en güzel şekilde ağırlayabileceksin ama istesen de Can'ı kucağına alıp emziremeyeceksin, öyle değil mi? Çok öpüyorum seni, güzel arkadaşım.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Pınar'cığım,
Yazını okuyunca 6-7 yıl önceki halim geldi aklımda. Can 1.5 yaşında iken bir kardeşi daha olduğunu düşün ve de senin 42 gün sonra hemen işe başladığını. Ayrıca ikisinin de dışarıda bakıldığını. Her sabah ikisini de giydirip evden çıkarıp akşam gelirken aldığını. Gerçekten çok zor günlerdi çok ama inan hepsi geçici bir dönem. Eşimle birlikte çok yorulduk, çok bunaldık. Yeri geldi hırsımdan, yetişememekten, güçsüzlükten oturup ağladım. Şimdi geriye dönüp bakınca iyi ki olmuşlar iyi ki o zorlukları yaşamışız diyorum. Senin yaşadığın zoluklar çok yakında bir düzene girecek. Bu sıkıntılı dönem en fazla 2-3 ay daha devam edecek. Ondan sonra herşey yoluna girecek, emin olabilirsin. Gülriz'in dediği çok doğru. Bir süre sonra istesen de şu anda yaptığın birçok şeyi yapamayacaksın. O yüzden işleri hep ikinci plana at ne olursa olsun.
Sevgiler,

Sevgiler,

Adsız dedi ki...

Yaşadıklarınız çok normal .Her anne sizin durumumuza gelmiştir ,sinirlenmiştir.Gerginliğini başkalarından çıkarmıştır.Bunlar çok doğal ve de geçici.inanın ilerde bunları unutup hiç hatırlamayacaksınız bile.Anın tadını çıkarın ve özellikle büyüklerinizi kırmamaya çalışınbundan sonra her şeyi oluruna bırakırsiniz insaallahALLAH YARDIMCINIZ Olsun

Adsız dedi ki...

Pinar, bak sana listeler hazirladim. Can'in gece uykulari ve beslenmesi duzene girene kadar bu listelere ara sira bak olur mu?
Birincisi yasaklar listesi, digeri de mutlaka yapilacaklar listesi :)

BUNLAR YASAK:

1. Can ve annesi disinda her hangi bir kisinin bakimi ve beslenmesinden sorumlu olmak YASAK.
(Can'in babasi kusura bakmasin)

2. Mukemmel ev hanimi olmak YASAK.

3. Mukemmel komsu olmak YASAK.

4. Mukemmel arkadas, dost, blog yazari olmak YASAK.

5. Mukemmel es, kiz, kardes, abla olmak YASAK.

6. Yukardaki yasaklari goz ardi edip sonra da sucluluk duygusuna ve ikilemlere kapilmak YASAK.

7. Can'in babasina butun islere yetisilemedigi icin kizmak YASAK.
(Can'in babasi, hadi gene iyisiniz.)

8. Yasaklara uyarken ya da uymazken kalp kirmak ve kalbi kirilmak YASAK.


BUNLAR ISE MUTLAKA YAPILMALI:

1. Can ile gecen her dakikanin tadina VARMALI.

2. Zaman zaman yardima ve bakima ihtiyaciniz oldugunu kabul edip, buna gore cevreden destek ALMALI.

3. Annesi ve babasi Can'a bakarken, anne ve babanin diger islerini azaltacak kisilerden yardim ISTEMELI. Hic utanmadan "yardim istiyorum" DEMELI. (Can 10 yasina geldiginde bu luksunuz olmayabilir! Simdiki firsatlari kacirmamak lazim.)

4. Cok acil olmayan ev islerini ERTELEMELI. [Ornegin, mutfak bezlerini utulemeyi yarinlara birakabiliriz :) ]

5. Bayramda gidilip gorulemeyen dost ve komsular onumuzdeki haftalarda ve aylarda Can ile birlikte ziyaret EDILMELI.

6. Yasaminizdaki aksakliklarin (daha dogrusu aksaklik gidi gorunen seylerin) yeni bir duzene geciste normal oldugunu KABUL ETMELI.


7. Sadece yagmuru seyretmenin bile ne kadar dinlendirici oldugunun bilincine VARMALI.

8. Can'i annesinin arkadaslari Can'i gormeye gelirken, Can'in annesine en sevdigi ama simdilerde yapamadigi, gidip de tadamadigi yiyeceklerden GETIRMELI. (Can'in annesinin arkadaslari, bu da size...)


Benim listelerime eminim diger tecrubeli anne adaylarinin ekleyecegi seyler vardir.

Kolay gelsin.

itir

Adsız dedi ki...

Sevgili Itır'ın deiklerine katılıyorum.Bugünler geçici,kendini çok üzme ne olur.Sevgiler........

Esra dedi ki...

Pinarcigim, yasadiklarin o kadar tanidik ve o kadar normal ki. Inan anne olan herkes yasadi bunlari. Cocukla hayat tamamen farkli. Artik, kendin dahil hic kimseye ve hic birseye eskisi gibi zaman ayiramayacaksin. Ama kucagindaki o mis kokulu melege bakinca hic birinin onemi de kalmayacak. Tek onemli sey o artik... :-)
Sevgiler canim
Esra

Adsız dedi ki...

Merhaba Pınar,
benim de bir Can'ım var.5 aylık.Hakikaten 2-3 ay sonra daha rahat oluyor. Ben şu anda da birşeyleri yetiştiremediğim için, kendime vaki ayaıramadığım için stresliyim ama önceki aylara göre daha rahatım. Pişik için de bir önerim olacak. Ben ilk günden itibaren Can'ın altını pamuğu ıslatarak temizliyorum ve pamuğa biraz zeytinyağı döküp onunla siliyorum.Sadece ev dışındayken ıslak mendil ve krem kullanıyorum. Hiç sorun yaşamadım.Sevgiler,kolay gelsin.

Talha ile Eymen'in annesi dedi ki...

yeni doğum yaptığımda ben de öyleydim. zamanla düzene giriyor herşey.
bu arada dün gece sizi rüyamda gördüm hayırdır inşaallah :D
bir başka bloger ile beni işyerimde ziyarete gelmiştiniz. ben de can'ı niye getirmediğinizi düşünüp hayıflanıyordum :D bebişinizle çok mutlu, sağlıklı, rahat bir ömür dilerim sizlere :D